ülke ve dolayısıyla sözlük faşizmin dibine vuruyorken, birileri birbirini son kişi kalana kadar yok etmekten bahsediyorken, "birileri safınızı seçin" diyorken, hatırlatılması gereken gerçektir.
ırkçılığı alt başlıklar halinde incelersek...
tanrıya inanan faşizm modelinin tutarsızlığı; şöyle ki; adem ve havva ya da inanıyordur. var olan herşeyin allah tarafından yaratıldığına. yani bir tek anne babadan üremiş bir insan soyuna inanıyor ve her nedense allahın kendi ırkına "torpil" geçtiğine inanıyor. nereden uydurmuş olabilir bu düşüncesini bilmem.
kader,alınyazısı sorunsalı:
eğer tanrı alınyazımı yazmış, kaderimizi çizmişse; ermeni, kürt, türk olmamıza karar vermişse; bir insanı ermeni diye öldürmek allah'a karşı çıkmak değil mi? kürt diye aşağılayıp, otobüsten atmak, köylerini yakmak, dışkı yedirmek, tecavüz etmek, kulaklarından kolleksiyon yapmak... bunlar günah değil mi?
en yalın haliyle benim görüşüm:
insanları seçemedikleri şeylerle ayırmak, yargılamak, küçük yada büyük görmek anlamsızlığın daniskasıdır.
kadın olmayı yada erkek olmayı seçemiyoruz. öyleyse kadın olduğumuz için "aklen ve dinen dun yaratıklar" değiliz; dinin buyurduğu gibi.
her bebek gibi ben de sen de o da bunlar ve şunlar da hatta, bi sperm ve bir yumurta mucizesi olarak doğduk. sudan'da, ingiltere'de, ırak'ta, afganistan'da...seçmeden yaşadığımız hayatlarımızda seçimlerimizin sorumluluğunu alarak, düşüp kalkarak, bazen yılarak, bazen direnerek, bazen umut ederek, bazen sürünerek...yaşamaya çalışıyoruz.
tenlerimizin rengi farklı olsa da gözyaşlarımızın rengi aynı... bize özgürlük getiren bombaların altında yanarken, namlu uçlarında, gözlerimizin feri sönerken... en çok annelerimizin gözyaşları akar hepsi de aynı renk aynı tuz...
insan, insan olduğu için değerlidir. doğduğu coğrafya, ırkı, dini... seç(e)medikleri hiç bir şey için ayrımcılığa uğramamalıdır. ırkçılık insanlık suçudur.
bu coğrafyanın kadim halklarından olan kürtler bu şekilde aşağılanmayı hak etmiyorlar. böyle yaşamak istemiyorlar. değişmesini istiyorlar. doğru ya da yanlış araçlar kullanıyorlar bu tartışılabilir. ama sizin oruspu çocuğu yazmanız onların sizi sevmesine sebep olmuyor. ya da kanı durdurmuyor. hiç bir sorunu çözmüyor. siz küfrederken gerçekten rahatlıyor musunuz?
kardeşinizle bir anlaşmazlık yaşasanız bir konuda; onu evden atmaya çalışır, ya sev ya terket mi dersiniz. onu vurur musunuz. ineklerine varıncaya kadar, kadın çocuk ayırmadan öldürür müsünüz. ben öyle yapmam.
kardeşimin kardeşim olduğu gerçeğini hiç bir zaman unutmadan hareket ederim.
ben ve o, birbirimizi kırsak, incitsek, üzsek... o benim kardeşimdir. en yakınım. bir yeri acıdığında içimin acıdığı.
ben bu iki kardeş halkın ortak üretimi olarak empatinin çok değerli bir anahtar olduğunu düşünüyorum.
nefret etmek kolaydır. asıl zor olan sevmeye çalışmaktır her şeye rağmen...