gerek imkansızlıktan, gerek itimatsızlıktan, milletcek bir başının çaresine bakma durumumuz vardır bizim. yani mecbur kalsak icabında uzay mekiği bile tamir edebiliriz gibi geliyor bana.
+abi mekiğin koruma kalkanı bozuk galiba, korumuyor. demin koca bir meteor çarptı içim sallandı amına koyim. napıcaz şimdi? tamam.
-bak şimdi beni iyi dinle. iki tencere kapağı al tamam mı, cam macunuyla kalkana yapıştır. kapağa bir tel bağla, fişe tak. aç şalteri, kalkana elektrik yayılsın. yiyorsa korumasın şimdi amına koyim.
+tamam murtazacığım, çok sağol, iyi ki varsın. skati duydun abiyi, kulakları dikip bakma öyle. kıpırda biraz. bak oralarda iki pilav tenceresi kapağı olacağıdı.
sorunlarımızı kendi başımıza hallede hallede edinilmiş milletimize has bu enteresan tamir kültürü, zaman içinde kurda ensen neden kalın diye sormuşlar, kendi işimi kendim görürüm demiş. atasözüne de dönüşmüştür.
el ne bilir bizim nerden motive olduğumuzu, bu tamir kültürünü ne sinir harpleriyle edindiğimizi ne anlar? onların işi tıkırında amına koyim. buzdolapları mı bozuldu? tamirci çağırsalar gelir. hem de zamanında gelir. geldi mi? hakikaten süründürmeden tamir eder. etti mi? paraları da var, çıkarıp istediği kadar verirler. ee biz bu imkanlara genel manada sahip olamadığımızdan, bir cihazımız mı bozuldu? tamam yarra yedik. bizim için önemli olan, cihazımızın ne gibi bir tamiratla düzelebileceği değil, o tamiri çıldırmadan nasıl yaptırabileceğimizdir.
tamam, hemen geliyorum dediği saatten altı ay sonra gelmeyen, geldiğinde cihazınızı hakkıyla onaracak bir tamirci bulacaksınız, bu birrr. sonra o arızalı parçanın sağlamını aylarca beklemeyi göze alıp sabırla bekleyeceksiniz, bu ikiiiii. sonra sıradaki beklemeye geçip, o parçayı takacak tamircinin gelmesini bekleyeceksiniz, bu üüüüç. nihayet teşrif eden tamirci cihazı onardıktan sonra, size bir avuç vidayı gösterip, bunlar arttı abi, fazlalıkmış bak. dediğinde ona, amına koyim gitti makine dercesine acıklı acıklı bakacaksınız, bu dööört. sonra istediği parayı istemeye istemeye, sike sike vereceksiniz, bu beeeeeş.
işte bu yüzden, delik hortumlara şekersiz sakız yapıştırmalar, parazitli çeken antene örgü şişini defter bandı ile tutturmalar, bozuk muslukların kenarına erimiş mum döküp, tülbentle sarıp düğümlemeler, yırtılmış prezertatifi yara bandı ile onarmalar işte hep bu tamir ettirememe çaresizliklerinden edinilmiş bir ilimdir. hadi eyvallah.