ben bu sik kafalıları bir türlü anlamıyorum. arkadaş nasıl bir takıntıdır bilmem ama çocuğa bir isim bulmak için neredeyse çocuğun ergenliğe girmesini bekleyecekler. yazık!
aslında bir bakıma hak veriyorum. televizyonun kölesi olmuş bir toplumda yayınlanan dizilerde, filmlerde nedense ezilmişleri hep ayşeler, fatmalar, hatçeler, emineler canlandırıyor. malum bunları izleyen bir ebeveyn kaderininde ona benzeyebileceğini düşünüp o ismi çocuğuna koymuyor. sanki çocuğu ismi geliştirecek, onun hayatına ismi yön verecekmiş gibi. isimleri koymak kolayda o isimlerin asaletini taşıyacak bir evlat yetiştirebilecekler mi orası tartışılır.
adam karısına çocuğumuzun ismi şuayipolsun der. kadın, hayatta olmaz. o koca göbekli, kadın hastası, karaktersiz bir karakter. çocuğuma o ismi koymam cevabını verir.
adam hüseyin olsun der, kadın hayır olmaz o çaycı. adam, mülayim olsun der, kadın olmaz o da kapıcı. adam davut der, kadın, o da tetikçi olmaz olmaz.
böyle bir şey söz konusu. hepsi birbirinden güzel ve mümtaz isimler. amaç, bu isimleri taşıyan şahsiyetleri kendi çaplarında aşağılayıp bu biçimde lanse ederek gelecek nesillere takılmasını önlemek ve bu şekilde ortadan kaldırmak. tıpkı dilimiz gibi.
yakında takvim yapraklarında görürüz şöyle bir şeyi.
bugün doğacak hizmetçi isimleri: hatice huriye, ayşe, emine, fatma.
bugün doğacak kapıcı isimleri: mülayim, murtaza, ismail, saffet.
bugün doğacak katil isimleri: davud, recep, ramazan, bilal.
