çocukluğun verdiği rahatlıkla yapılan terbiyesizliklerdir, affedilme lüksü yüksek olduğu için. ama ben öyle çok da kolay göz yumulacak şeyler yapmadım. * mesela daha okula başlamadığımız dönemlerde yeni yeni takım tutma felsefesi benimsemeye başlamışken toplandık bütün veletler. "oğlum dünyada en çok fenerbahçe taraftarı var!" , "yürü git len! en çok galatasaray taraftarı varmış, babam dedi." diye tartışmaya girdik. sonra çok olağanüstü bir fikir attım ortaya. hadi lan sayacağız o zaman. herkeste tamam dedi(mahallede akıllı adam yoktu evet). gruplara ayrıldık, sırayla tüm yoldan geçenlere soruyorduk, bir nevi anketörlük işte. sonra iri yapılı bir adama "abi?" dedim, "buyur yakışıklı." dedi. sonra bir anda panikledim ve ne soracağımı unuttum. "a*ına koyim!" dedim ve kaçmaya başladım(adam peşledi ama yakalayamadı hehe). o gün ufak bir çocuğu da tartaklamıştım takım tutmuyor diye. bu arada şimdiki aklım olsa mal gibi uğraşmazdım. direk giderdim herkesin sayıları söylemesini beklerdim(ki kimse sayı saymayı bilmiyor), en sona da en yüksek rakamı kendim söylerdim olur biterdi(hangi sayı hangisinden büyük az çok biliyordum*).