sözlük manasıyla başlayalım her işe: modération, fransızca; moderation, ingilizce. kolayımıza gelmiş moderasyon, türkçe -okunuş itibariyle tabi.
anlam itibariyle, ılımlılık, ölçülülük, itidal.
moderatör bu nitelikte görevi ifa eden kimse, kimseler topluluğu.
birde uludağ sözlüğü var, tüzel kişilik, organizasyon. kuruluş amaç ve görevleri bellidir. bu organizasyona bağlı olarak, anladığım kadarıyla, sosyal paylaşım tarz, içinde bulunduğumuz ortam tesis edilmiş.
elbette bu ortam, amacı gereği üye alırken, bütün teşkilatların sahip olduğu tüzük diyebileceğimiz, kurallar çerçevesinde iş görür.
ortama dahil olanlar bu kuralları bilir, kurum bilindiğini varsayarak faaliyet gösterir. temel yaklaşım yargı, bireyleri ahkam bilir kabul eder.
moderasyon kurumla üyeler arası bir yerdedir. düzenleyicidir. diktatoryal değil, ılımdır, olmalıdır. öyledir.
moderasyon, onu var eden moderatörler, tıpkı hukuk aleminde olduğu gibi içtihat geliştirirler. içtihatlar, kimi kaideleri kaldırırken, sağlıklı işleyiş yönündedir.
kurum, kurallarla vardır. tutarlılık esastır. anayasal hükümdür eşitlik, hakkaniyet ve etrafına aynı uzaklıkta durmak. ne bir adım yakın, ne bir adım uzak.
mekanizmanın sağlığı, bütün bu teknik-usuli meselelere sahib bilinçle hareket etmek, sözlük gibi sözlüğe yakışır, kelimeler ve çağrıştırdıklarıyla yeni yazılar, kavramlar faaliyeti göstermek.
