mutluyum

entry34 galeri
    4.
  1. bugün iliklerimde, kemiklerimde hissettiğimdir.

    saat 16’da sonlandırdığım iş günümün ardından yarım saat süren minübüs yolculuğudur mutluluğumun sebebi. önce yolu anlatmalı size. sahil boyu uzanan, bir gözünüzün sürekli koylarda, denizin dalgalarında olduğu, diğer gözünüzle yanda yöredeki insanları, evleri izlediğiniz ve ruhunuzla müzik dinlediğiniz…

    yüzme öğretmeye çalışırken ölümüne neden olduğum(!) telefonumdan sonra alınan ve bir kulaklığı, ne kadar basit bi’şey ama bir kulaklığı olan telefon ve telefondan içime damlayan etnik ezgilerdir mutluluğumun sebebi.

    uzun bir aradan sonra agıre jiyan içmektir. fondip.
    "adarê, xwes adarê, kulilka ber biharê" ali’nin anlattığı bir anı geldi aklıma. mkm’de müzik grubu çalışmaları yapıyorlar, baskın, gözaltı. bizimki çömez tabi yalnız kalmasın diye mkm’nin bir yöneticisi de "ben de geleceğim arkadaşla" deyip kendini gözaltına aldırıyor. minnetle ve gülümseyerek anlattı ali. sonra polis soruyor "ne yapıyorsun orda lan", ali "müzik eğitimi alıyorum." yüzüne patlatıan tokattan sonra polisin sorusu "aldın mı lan do sesini?"

    sonra pavarotti ile dolores geldiler nota nota; ave maria, deniz dalgalanıyor, dolmuşun açık camından giren hoyrat rüzgar saçlarımı dağıtıyor ama umrumda değil…

    sonra kardeş türküler geldiler, kalabalıklardı biraz ama yüreğimde hepsine yetecek kadar yer var. bingölü anlattılar ermenilerin duygularıyla.
    artık hissedemedikleri, hissettirilmedikleri bingöl’ü ne çok sevdiklerini anlatmışlar.

    yerp pats yeğan karnan gananç tirneri / bahar yeşil kapıları açtığında
    knar tarnan ağpürneri bingöli / knar'a benzedi bingöl'ün pınarları
    şarveşaran antsan zukvadz uğderi / dizi dizi geçti deve kervanları
    yars el kinats yaylaneri bingöli / yarim de gitti bingöl'ün yaylalarına

    molorvel em campanerin dzanot çem / kaybolmuşum yolların yabancısıyım
    pür licerin ked u karin dzanot çem / tüm göllerin nehirlerin taşların
    yes bantukhd em es değerin dzanot çem / ben göçmenin bu yerlerin yabancısıyım
    kurik asa vorin e campan bingöli / bacım söyle nerede bingöl'ün yolları

    "bingöl de sizi özledi" dedim kendi dilimde. ben onları anlıyorsam onlar da beni anlar nasıl olsa…

    agıre jiyan tekrar; çar yar yar yar çar yar yar, çar yar yar yar kemberê

    içimdeki coşkuyla ve parmaklarımla şexani oynadım. şimdi herkeslerin şemmame diye bildiği oyun, tersten giden, öğrenene kadar yaşayacağın tüm zorluklar artık oynayabiliyorken önemsizleşen, iç çağlatan…

    sonra ciwan haco geldi gönlümde oturmaya, zengıl

    enya'sız mümkün değil mutluluğumun tamamlanması. mohikanlarla at binip dalgaların üstünde, deli sanılmayı zerrece umursamadan, gülümsedim kendime, içimdeki çocuğa, kadına, beynimden geçen insanlara, hiç tanımadıklarıma, yitip gitmişlere ve daha doğmamışlara.

    ya ezginin günlüğü, deniz, güneş ve içinde bir iş yapmanın saadetine en çok yakışan…
    aşk bitti … biter mi? bitmez.

    sigaramın dumanına sarsam saklasam seni saklamak istediğin yer gerçekten düşünülmüş, benim uçarı ve çocuk halimi…

    vazgeçtim bu dünyadan ama seni yalnız ko’mak var o koyuyor adama.

    "sevmesen ölürdün
    sevdin onu öldün
    sevmesen ölürdün
    ama sevdin yine öldün" yine dene yine yenil ya da yine olsa yine yaparım…

    "bi’göz bakar içinde kör değil, görür görünmeyeni zor değil."
    kiraz mevsimi para kazanmak değil sevişme vakti olduğunu… tezgahta kaldı adi kiraz dedim kendi kendime güldüm yüksek sesle, sevişme kısmı hep yolunda gidiyor ama bu sene para kazanmada sıkıntılıydı kiraz mevsimi…

    işte böyle içmeden sarhoş, bulutlara basarak minibüsten inip eve yürüdüm 15 dakika.
    beni bekleyen, bana doğru koşacak, "anne ne getirdin" sorusundan sonra alacakları "sadece kendimi" cevabıyla önce şaşkın, sonra da gülümseyen bakışlarla "iki buda heykelinin taştan sükunu gibi" dediği gibi nazım’ın benim, benden ve en sevdiğimden parçalar, ayrıntılar ve gizler taşıyan doğanın mucizesi, artık bebek olmayan hatta bebek deyince "ben bebek değilim çocuğum" diye kızgınlıkla düzelten ve ama hep bebek kalacak olan çocuklarım.

    bazen farkındalığımı yitirsem de, bazen saçma fikirlere kapılsam da ben mutluyum ya… ve mavilikler en sevdiklerim, gökler ve denizler akan, degişen, dönüşen ama hep var olup, umut saçan mavilikler…sizi seviyorum...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük