Fenerbahçe'nin, bilinen eksiklerine saha içi arızaları da eklenince * kazanamadığı uefa kupası birinci eleme turu karşılaşması.
Deivid ve Alex, saha içinde en büyük arızayı yaratan isimlerdi. Alex bu işi ısrarla ve aksatmadan her avrupa maçında yaptığından buna pek şaşıran olmadı ama Deivid'in kaleci yerde debelenirken bomboş topu direğe nişanlaması gerçekten şaşırtıcıydı, bir forvet oyuncusu bundan basit daha nasıl gol atabilirdi ki? Deivid, ikinci yarıda birisi penaltı pozisyonu olmak üzere iki pozisyona daha girdi, en azından gayret gösteriyordu. Buna karşılık sevgili vatandaşı Alex ise sadece ve sadece arkadaşlarının kazandığı duran topları * kullanıyor ve bu topları ısrarla rakip oyuncuların kafasına atıyordu. Her topu rakibe atmak için çalışsa bile başamazdı bunu, kendisini tebrik etmek lazım ama kendisinin de utanması lazım; kazanılmasında hiç katkısı olmadığı duran topları sürekli heba ettiği için, oyun içinde topu aldığında 2 metre yanındaki arkadaşına verip saklanmaya devam ettiği için ve oynadığı bu oyuna karşılık * aldığı paralar için...
Bu iki oyuncunun neden olduğu olumsuz tabloya, Deniz, Uğur, Volkan gibi isimlerin de vasatın son derece altındaki performansları eklenince Fenerbahçe'nin 3-1 geri düştüğü maçta 3-3'ü yakalaması bile başarıdır, zira takım sahada 11 kişi değil 8-9 kişi oynamak zorunda kalmıştır. Elbette Az Alkmaar'ın da önemli eksikleri vardı dün ama Az Alkmaar kollektif oyun yapısıyla bu eksiklerinin çok fazla sırıtmasına izin vermedi.
Maçı sürükleyen isimler; Tuncay, Tümer, Appiah ve biraz da Olcan'dı. Özellikle Tuncay, 2 kişilik oynadı, yüreğini ortaya koydu, her yere koştu, takımını ayağa kaldıran golü attı. Tek hatası, devam etse gole gidebileceği bir pozisyonda verdiği * topuk pasıydı. Tümer, geldiğinden beri ilk kez Fenerbahçe için iyi şeyler yaptı, mükemmel goller attı. Appiah, Aurelio'nun yokluğunda her boşluğa yetişmeye çalıştı. Olcan ise 20 dakikalık oyununda olumlu işler yaptı, en azından Alex'ten daha yürekliydi. Kezman ve Semih ise bu oyunda fena şekilde aranan kişiler oldular.
Rövanşta işler zor olacak tabii ki ama Hollanda'ya daha sağlam bir takımla gidecek olan Fenerbahçe'nin, "tamam veya devam" niteliğindeki maçı kazanması elbette mümkün. Takımımızın bu maçın rövanşına, olayın ciddiyetine vakıf olan 11 yürekli adamla çıkmasını umut ediyoruz. Gerisi sahada belli olur.