okullarda tarih demek osmanli demektir. sögütten kurulmasiyla baslar, uzar uzar, icigi cicigi en ince ayrintisina kadar ezberletilir. birinci dünya savasi baslar, osmanli yikilir. sonra mustafa kemal samsun'a cikar, kurtulus savasi evresi baslar. osmanli kadar uzun tutulmaz bu evre, savas kazanilir, inkilaplar bir iki cümleyle damdan düser gibi yapilir, cumhuriyet kurulur ve 10 kasimda atatürk'ün ölmesiyle tarih noktalanir bizde. o noktada biter her sey, ikinci dünya savasini bilmeyiz, cünkü devlet tarafsiz(!) kalmistir, savasa girmemisizdir. cok partili demokrasiye gecis cabalarini ve bu cabalarin getirdigi problemleri bilmeyiz, cünkü önemli degildir(!). ülkenin 30 yil icinde gördügü iki darbenin , iki muhtiranin adi bile gecmez.ama bu, gecmisten utanildigi yada hatalardan ders alindigini göstermek maksadi ile yapilmaz. asil amac cok daha farklidir, 12 eylülün dogal bir sonucu olarak ortaya cikan, planlanmis bir olaydir yakin tarih anlatilmamasi okullarda. cünkü istenilen genclik budur, düsünmeyen, üretmeyen, okumayan, kafasinda zararli(!) fikirler olmayan hatta bu fikirlerin filizlenmesine bile ortam yaratilmayan, colasini icip, sabah programlarini izleyen, gazete yerine özetleriyle yetinen, memleketi raki sofrasinda kurtarma yolu arayan, mangalda kül birakmayan, "avrupa, avrupa duye sesimizi" diye bagiran, fatih'in, yavuz'un torunu olmaktan gurur duyan, ermeni bir gazeteci öldürüldügünde ortaya cikan "hepimiz ermeniyiz" sözünü yanlis anlayip, "ne ermenesi be, ben türküm" yada "hepimiz ogünüz." diye karsilik veren... daha uzatmak mümkündür bu üc noktayi ama mesaj anlasilmistir sanirim...