salem cadı olayları

entry5 galeri
    3.
  1. http://mcuma.sitemynet.com/m9.htm sıtesınden alıntıdır..*

    salem cadı olayları; 1692 - 93 yılları arasında ingiliz sömürgelerinin yaşadığı massachusetts'in (günümüzde abd'nin kuzeydoğusunda eyalet) salem kasabası'nda yaşanmıştır. barbados'tan getirilen tituba adlı bir köle kadının anlattığı vudu öykülerinden etkilenen birkaç genç kız, içlerine şeytan girdiğini iddia ederler ve aralarında tituba'nın da bulunduğu üç salemli kadını cadılıkla suçlarlar. onlar da, işkence altında başkalarını suçlar ve sonunda bir ihbarcılık isterisi tüm massachusetts'i sarar.
    bu isteri dalgası sırasında, üçte ikisi kadın olan 162 kişi yargılanıp 19'u asılama ve 1 kişi de ezilmeyle cezalandırılır.

    olayların gelişimi şöyledir; salem'in önde gelen tüccarlarından samuel parris, bir dönem barbados'la ticaret yapmış, oradan dönerken de yanında eşine ev işlerinde yardımcı olması için jhon ve tituba adlı karıkoca köleleri getirmişti. bayan tituba, parris ailesinin 9 yaşındaki kızı betty ve 11 yaşındaki yeğenleri abegail'in bakıcılığını yapıyordu. özellikle kışın soğuk havalarda kızlar evin dışına çıkamadıklarından ve zamanlarının çoğunu tituba'nın yanında geçiriyorlardı. tituba da onlara vakit geçirmeleri için bir sürü vudu büyüleri ve büyücüleri içeren barbados öyküleri anlatıyordu. onları şok edebilecek kadar ilginç ve kötü ögeler içeren bu öykülerden etkilenmeye başlayan kızlar, çok geçmeden tituba'dan aldıkları bilgilerle kasabadaki yaşıtları olan diğer kızlarla birlikte karanlık işlerle uğraşmaya başladılar. ilk zamanlar bir bardak içindeki suya yumurta akı koymak suretiyle ilkel olarak oluşturdukları kristal kürelerde birbirilerinin fallarına baktılar, birbirlerinin kocalarının neye benzeyeceği konusunda yorumlar getiriyorlar ve eğleniyorlardı. ancak eğlenceli ve can sıkıntısını gideren bir oyun gibi devam eden olay, bir kabusa dönüşmeye başladı.

    1692 yılının ocak ayından sonra, kızlar sara gibi nöbetler geçirmeye, garip sesler çıkarmaya, yerlerde ve çukurlar içinde sürünmeye, acı içinde vücutlarının eğip bükmeye başladılar. o dönemlerde cadı büyülerinin hastalık ve ölüm sebebi olduğuna ve cadıların güçlerini şeytanın kendisinden aldıklarına inanılırdı. bu sebeple bu acılar içindeki masum görünüşlü kızların acılarının sona erdirilmesi için onları bu hale koyan cadıların bulunmasına karar verildi. soruşturma sırasında kendi yaptıklarının ortaya çıkmasından korkan kızlar bazı adlar vermeye başladılar.
    kızlar, tituba'nın büyüleriyle olan ilgilerini gizlemek için mi yoksa gerçekten büyülenmiş olabileceklerinden korktuklarından mı bilinmez; kasabada o güne kadar benzeri olaylarla adları hiç anılmamış insanları suçladılar.

    soruşturmadan hemen önce, mary'nin teyzesi cadıları bulmak için büyüden yararlanmak istedi ve tituba'ya tarifi eski ingiliz reçetelerinden alınan bir cadı pastası yapmasını emretti. çavdar ve büyülenmiş kızların idrarlarıyla yapılacak olan pasta, bir köpeğe yedirilecekti. sonrasında da köpek ya çıldıracaktı ya da gidip yeni sahibi olan cadıyı bulacaktı. parris, şeytandan kurtulmak için şeytandan fayda bekleyen bu kadına çok kızmıştı, fakat artık olanlar olmuştu. parris kilisede; aramızda şeytan geziniyor, öfkesi yıkıcı ve korkunç olacak ve en kötüsü ne zaman susturulabileceğini ancak ve ancak tanrı bilir diye konuşma yaptı.

    ilk suçlananlar; tituba, kocasının yokluğu zamanında ailesiyle tek başına kalan sarah good ve uşağı ile evlenmeden aynı evde nikahsız yaşayan yaşlı kadın sarah osborne oldular ve bu üç kadın hemen tutuklanarak mahkemeye çıkarıldılar. kadınların sorguları esnasında ise küçük kızlar sara nöbetleri geçirmeye başladılar ve cadıların hayaletlerinin mahkeme salonunda dolaştıklarını, onlara; saldırıp tırnakladıklarını, ısırdıklarını söylediler. mahkeme heyeti tarafından bunları yaptırmamaları konusunda uyarı alan sarah good ve sarah osborne masum olduklarını ve olaylarla bir ilgileri olmadıklarını yinelediler. cadı pastası olayından bu yana sürekli olarak parris'ten dayak yiyen ve küçük kızlara anlattığı hikayelerin ortaya çıkmasından korkan tituba, cadı olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı. kendisini kurtarmak için ise; kapkara bir köpeğin onu tehdit ettiğini ve kızlara işkence yapması için zorladığını, biri kırmızı diğeri siyah iki kedinin de onu emri altına almış olduğunu söyledi. ayrıca geceleri her iki sarah ve onların hayvanları ile birlikte cadı toplantılarına uçarak gittiklerini anlattı. bununla birlikte onu evvelki gece küçük ann'ye saldırmak için zorladıklarını söyledi. bu itiraflar sırasında bir evvelki gece cadılar benim kafamı kesmeye çalıştılar diyerek bağırdı ann. bunun üzerine küçük ann'den de tasdik gelince kadınların üçünün de cadı olduklarına kesinlik getirildi. tituba ölüme gideceğini anlayınca esas büyük darbeyi salem kasabası'na indirmeye karar verdi ve cadıların üç kişiyle sınırlı olmadığını açıkladı. ona göre salem'de 6 - 7 kişilik bir cadı grubu vardı ve bu grup uzun boylu, beyaz saçlı ve hep siyah cüppeler giyen gizemli bir adam tarafından yönetiliyordu. sonraki günlerdeki sorgularında tituba siyahlar içindeki bu adamın gelip kendisine defalarca şeytanın defterini imzalatmaya çalışmıştı ve o arada defterde salem'de yaşayan 9 kişiye ait imzayı gördüğünü anlattı. kızların üzerinden hayaletleri çekmesi için uyarılan kadınlardan yaşlı olan sarah osborne ağır zincirlere dayanamadı ve öldü. bu dava içindeki ilk ölümdü. böylece ilk iki cadı, boston hapishanesine gönderilirken mahkeme heyeti diğer cadıların peşine düşmeye karar verdi.

    *
    4 ...