bir şizofrenin günlüğü

entry93 galeri
    63.
  1. merhaba, adım yekteran baymedir. az rastlanan bir isme sahibim.
    anlamı,
    "baharla birlikte denize düşen ilk yekteran" demektir. dedem koymuş...
    ezanla
    kulağıma fısıldadıktan sonra infilak ettiğini söylerler.

    bu
    benim dükkanım ali. ali sayesinde geçinip gidiyorum.
    ali'yle
    geçirdiğim zamanın dışında genelde nusret'le takılırım. nusret benim
    evim.

    nusret oldukça pimpirikli ve evhamlı bir tiptir. balkonum
    burak'la onu çekiştirmeye bayılırız.
    yani irfan'a bayılırız. irfan,
    balkon burak'la nusret'i çekiştirmemize verdiğimiz bir isimdir.

    sanırım
    aklınız karıştı. yani osman oldu. osman olduğu zaman yapılacak tek şey
    vardır.
    samet... ama samet için de şartlar her zaman uygun
    olmayabilir.
    zaten uygun olsaydı kenan olmaz mıydı?

    hah hah
    hah hah... ilahi... oniki yıl önce kafayı yediğimden beri hiç bu kadar
    gülmemiştim.
    güldüysem de hatırlamıyorum. ayrıca hatırlayanı da
    zikiyim hatırlamayanı da...

    orhan'la sekiz yıl önce tanıştım.
    vecdi bana fikri'ydi. ben de sertaç deyip akın'a gittim.
    (yalnızlıkla
    sekiz yıl önce tanıştım. insanlar bana tuhaf tuhaf bakmaya
    başlamışlardı.
    ben de amaan boşver deyip bir iki kere osurdum...)

    peeki
    peeki sizin anlayacağınız dilden konuşalım. iyi akşamlar, nasılsınız?
    teşekkür
    ederim ben de iyiyim. ah hah hah gerçekten mi söylüyorsunuz?
    alemsiniz...
    eeh, bu da hiç eğlenceli değil... aa bi dakka... eğlenceli lan
    galiba...
    du bakiyim. hohohahoh... eğlenceliymiş lan.

    boş
    zamanlarımda sinemaseverleri döverim. çünkü çok severler sinemayı.
    kimse
    beni o kadar sevmedi... bazen dünyaya timbör tın, bir akina temizhawa,
    bir
    firensiz zort hoppala hey olarak gelseymişim ne güzel olurmuş diyorum.

    babam
    mali müşavirdi, annemse ev kadını. sonra annem mali müşavir oldu, babam
    şöför.
    ben doğduktan sonra babam işi bıraktı, annem ağaca çıktı.
    ağacı teyzem kesti, teyzem suya düştü.
    suyu inek içti, annem dağa
    kaçtı. şaşkınlıktan hepimizin çanak çömleğinin patladığını hatırlıyorum.

    bunlar
    benim ellerim seha'yla süha. tamam lan anladık sıkıldınız bu
    muhabbetten.
    ama küçük bi anekdort anlatmadan geçemeyeceğim. bigün
    şey oldu. hehe... öyle acayipti ki...
    bunlar geldi... hehe... vay
    efendim şöyle böyle... ulan dedim.. ne alakası var...
    s.kiyim resmen
    unutmuşuz olayı. aa doğru ya, iki önce bakkalın orda unutmuştum ben bu
    olayı...
    kısmet.

    iki kere evlendim... bu evliliklerimden iki
    tane karım oldu. ikisi de kız. isimleri vildan'la burcu.
    boşandıktan
    sonra anneleri onları görmeme izin vermedi. ben de okey dedim.

    çat
    pat ingilizce, nay nay almanca bilirim.
    derdimi anlatacak kadar
    italyanca, sevincimi paylaşacak kadar ispanyolca bilirim.
    bu aralar
    japonca'yı söküp, farsça'ya takmak için uğraşıyorum.

    babamdan
    kalma küçük bir arsam var.
    kusura bakmayın zikretmeden geçemeyeceğim,
    adı oykun...
    geçen sene oykun'u almak isteyen biri çıktı. aklımı
    kaçırdığımı duymuş olacak ki,
    çok düşük bir para önererek beni
    kandırmaya çalıştı. elbette ben yemedim...
    hemen teklif ettiği paraya
    oykun'u sattım... niye böyle oluyo yaa...

    oykun'dan kazandığım
    parayla numan adında nefis bir eşofman takım aldım.
    çok eskiyince
    kapıcının oğluna verdim. o da beni tartakladı.

    geceleri uyumadan
    hep aynı şey için dua ederim...
    allahım, sen koen kardeşlerden en az
    birinin belasını ver.

    hayrullah. kemalettin. okşan.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük