bir yanda varoluşçu psikoterapinin babası diğer yanda psikosekseül gelişim kuramı ve psikanalist yaklaşımla ortalığı sallamış küçük tanrı sigmund freud.
bu kapışma nasıl olur derseniz yalom kitaplarında freud'un arkasından bolca atıp tutar (bkz: Existential Psychotherapy) ve cevap hakkı malesef olmayan (öldüğünden dolayı) freud bu sonradan görme çömezin yaftalamalarına maruz kalmaktadır.
yok efendim kaygılar öncüldür yok efendim "erektil disfonksiyon saçmalıktır gülüyorum" yok efendim bişeyler bişeyler... işte burada bize düşen küçük tanrı freud'umuzu sonuna kadar savunmak ve bize bıraktıklarını yeni nesile güzelce aktarmaktır... aslında versusluk bir durum bile yoktur sadece bazı kesimlerin ağzını kapatmanın tek yolu budur.
ek: bu entryde bi hata var yakalayana veriyorum, şukuyu...