ne zaman onlara: allahın indirdiklerine uyun denilse, onlar: hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız derler. (peki) ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler? (bakara suresi, 170)
onlara: allahın indirdiğine ve elçiye gelin denildiğinde, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter derler. (peki,) ya ataları bir şey bilmiyor ve hidayete ermiyor idilerse? (maide suresi, 104)
onlar, çirkin bir hayasızlık işlediklerinde: biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk. allah bunu bize emretti derler. de ki: şüphesiz allah, çirkin hayasızlıkları emretmez. bilmediğiniz bir şeyi allaha karşı mı söylüyorsunuz? (araf suresi, 28)
dediler ki: sen bize yalnızca allaha kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarınızı bırakmamız için mi geldin? eğer gerçekten doğru isen, bize vadettiğin şeyi getir, bakalım. (araf suresi, 70)
onlar: siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? biz, sizin ikinize inanacak değiliz dediler. (yunus suresi, 78)
dediler ki: ey salih, bundan önce sen içimizde kendisinden (iyilikler ve yararlılıklar) umulan biriydin. atalarımızın taptığı şeylere tapmaktan sen bizi engelleyecek misin? doğrusu biz, senin bizi davet ettiğin şeyden kuşku verici bir tereddüt içindeyiz. (hud suresi, 62)
dediler ki: ey şuayb, atalarımızın taptığı şeyleri bırakmamızı ya da mallarımız konusunda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi senin namazın mı emrediyor? çünkü sen, gerçekte yumuşak huylu, aklı başında (reşid bir adam)sın. (hud suresi, 87)
biz atalarımızı bunlara tapıyor bulduk dediler. (enbiya suresi, 53)
dedi ki: andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz. (enbiya suresi, 54)
hayır dediler. biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk. (şuara suresi, 74)
musa, onlara apaçık olan ayetlerimizle geldiği zaman: bu, düzüp uydurulmuş bir büyüden başkası değildir. biz geçmiş atalarımızdan bunu işitmedik dediler. (kasas suresi, 36)
onlara; allahın indirdiklerine uyun denildiğinde, derler ki; hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız. şayet şeytan, onları çılgınca yanan ateşin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)? (lokman suresi, 21)