büyük ihtimal buda muda peygamberdir lakin işin garip yanı uzakdoğu'ya kitaplı peygamber gelmemesidir. Neden hep ibrani dangalaklara ve akabinde de ibranilerin yandan yemiş akrabası olan işe yaramaz Araplara kitaplı peygamber gelip gelip durmuştur? illa ki bir noktada toplanmak zorunda mıdır bu kitaplar ve bilinen peygamberler? Tanrı'nın varlığından ve peygamberler gönderdiğinden hiçbir şekilde şüphem yok lakin insan düşünmüyor değil Tanrı'nın amacı neydi buralara kitap yollamayarak. Hadi Türklere ve diğer TUranik kavimler asil, ahlaklı, kahraman, hak tanır ve zaten özel olarak yaratılmış kavimlerdi de Çinliler ve bilimum garip garip türevi kavimlere kitap lazım değil miydi? 1000 küsür yıl uğraştık didindik Türkler olarak, Tanrı'nın ordusu olarak onun dinini sadece ve sadece balkanlardan Çin sınırına kadar yoğun olarak yayabildik, (ki çine müslümanlığı yoğun olarak götüren ilk lider Türk ama müslüman olmayan Kubilay Kaandır) tek nokta anlaşılan o ki 1000 küsür yılda yeterli olmamış, islam'ın adını yaymaya. acaba bir 1000 küsür yıl daha mı gerekecek? yoksa tanrı'nın planı daha mı farklıdır? E peki Tanrı her insana eşit muamele ederken öte dünyada Onların topraklarına Türkler tarafından ulaştırılmamış islamiyet yüzünden biraz daha farklı değişkenlerle mi davranacak? sorular sorular.
Sonuç olarak bildiğim bir şey varsa o en sapkın kim varsa onlara yoğun olarak peygamberler gelmiştir ve tarihsel kayıtlar göstermektedir ki peygamberler gönderildikleri milletleri uzun vadede adam edememiştir. Nitekim ibraniler ve araplar, diğer ortadoğulu kavimler peygamberler öldükten sonra ahlaksızlıklarına hemen dönmüş aşağılık nice iktidarlarla Allah'ın dinini saptırmışlardır.
Türk ise elinde kitap olmasa da her daim onu özel olarak yaratan tanrı'sına en güzel şekilde başeğmiştir. Ta ki Arap ve farsların hastalıklarını Tanrı'nın dini diye kapıncaya kadar. ama bu öykünmede bile güzellik vardır çünkü tekrar edelim bu sapkınlıklara Tanrı'nın olduğunu düşünerek düşmüşlerdir, keyiflerinden değil.