"beyni olanlar ve beyni olmayanlar" diye bir sınıflandırma yapmak daha anlamlı olacaktır; zira öncelikle şunu bilmek lazım; normal bir beyne sahip olan bir insan yüce allah'ın yarattığı hiç bir kulun boşuna yaratılmadığını ve rengine, dinine, inancına göre sınıflandıralamayacağını bilir. daha doğrusu hiçbir insan "sınıflandırmaya" tabi tutulamaz. ancak ne var ki sözkonusu başlığı içeren tespit doğrudur ve yerindedir; zira sözlük genelinde kişinin kökenine(kürt-türk-laz...), inancına (dindar-atesit-"laik"çi...), giyimine (türbanlı-mini etekli...) ve hatta yaşadığı yere göre bile (köylü-şehirli...) "sınıflandırma, damga vurma" o kadar yaygınlaştı ve başlık olarak açıldığında prim yaptığından o kadar popüler hala geldi ki sol frame'de bunlardan başka başlık görünmez oldu.
halbu ki ülke olarak tek sorunumuz bunlar değil; şiddet gören ve ölen kadınlarımız, töre cinayetleri, açlık, fakirlik, emeklinin çilesi, işsizin derdi, sokakta kalan yetim ve öksüzlerimizin çaresizliği... asıl düşünülmesi gereken bunlardır. "kendi insanını "etiketleyip" dışlamak, hor görmek hatta "tezek kokan köylü, dinsiz laik, yaşamayı haketmeyen kürtler..." diye aşağılamak kolaydır; zor olan insanını olduğu gibi kabul edip sahiplenmek; insanını insan olduğu için değerlendirip sevebilmektir.
önemli olan kafaya örtülen eşarp, türban değil; o örtünün içindeki beyin; zihniyett ve niyettir.
burası bilgi veren, bilgi alış verişi yapılan bir sözlüktür; kendi insanımızın çeşitli "sınıflandırmalar" altında aşağılandığı bir yer değil!