iddia ediyorum böyle bir arkadaşı olmamış insan çocukluğunu tam anlamıyla yaşamamış desek yanlış olmaz. olumsuz konuşayım dedim, cümlenin hemen hemen tamamını o yüzden olumsuz kelimelerden seçtim. o hissi yaşayın diye.
efem bu arkadaşın hangi söylediği yalan, hangisi doğru ayırt etmek hemen hemen imkansızdır. eli cebinde saniyede yüz yirmi beş yalan uydurabilen bu piç, her seferinde de herkesi inandırmayı başarabilir. mesela bir gün yürürken bana
- bir kilometre ne kadar biliyor musun, diye sormuştu. bilmediğimi söyleyince biraz bekledi. bense ağzım açık, onun ağzından çıkacak ilimi bekliyordum.
- işte bir kilometre bu kadar, dedi. takriben 20 adım filan yürümüştük. şimdiki asdasdqwertyveyagordonfreeman olsam derdim ki
- sekter ordan pij. hadi olmaz ya, bir adımımız bir metre diyelim. 20 adım attık, 20 metre ilerledik yavşaaaam.
ama o zaman ne dedim biliyor musun dostum?
- hadi ya? demek ki bizim köy o kadar uzak değilmiş, dedim. düşünsene bir, babamı bile satmışım o an. koskoca baban sana köy uzak demiş. sen nasıl olur da o adamın lafından şüphe edersin? etmişim işte beyler. aklıma geldikçe babama karşı kendimi hep mahcup hisseder, hüzünlenirim. durgunlaşırım.