türkiyede yaşayan yahudilerle yakın arkadaşlığınız varsa, onlardan şu söylemi duymuş olmalısınız:
biz bu topraklarda 500 yıldan fazladır varız. kimi bosnadan, kimi makedonyadan, bulgaristandan, yunanistandan, kafkaslardan, arap ülkelerinden gelmiş ve genellikle kökleri 100-150 yıla ancak inebilenlerden çok daha fazla buralıyız.
annem boşnak olduğu için ben de böyle söylemlerden payımı almışımdır.
ama...
hoşuma gittiğini de belirteyim...
yerkürede, barbar, talancı, kıyıcı türkler diye itilip kakılmalarla örselenmiş gururuma okşamaydı bu sözler.
türkiye, 1949da yeni kurulan israili resmen tanıyan ilk devletlerden biriydi.
bu olumlu tavır israilin ve yahudi diasporasının, türkiyeye sıcak bakışını sağlayan önemli etkenlerden biridir.
ispanyada engizisyondan kaçarak osmanlıya sığınan yahudilerin kabul edilmiş olmaları, 500 yılı aşkın süredir osmanlı topraklarında güvenli yaşamaları elbette ilişkilerin tarihi temelindeki harçtır.
ikinci dünya savaşında -neredeyse- tüm avrupada ve özellikle nazi almanyasında yahudilere cadı avı sürerken, naziler ve faşistler tarafından yahudi ırkını yeryüzünden silmek hedefine kilitli jenösidin (soykırım) en barbar, en iğrenç uygulamaları yaşanırken, genç türkiye cumhuriyeti, museviler için huzur coğrafyasıydı.
bu arada avrupadaki türk diplomatlar nazilerin elinden yahudi gruplarını kaçırıyordu.
türkiye ve israilin ortadoğudaki yegâne demokrasiler olması da bu iki ülkenin ortak paydalarıydı.
yıllar içinde ilişkiler -bazı iniş ve çıkışlar zaman zaman olsa da- kalın ve kalıcı çizgi olarak devam etti.
özellikle savunma boyutunda yakınlaşma derinlik kazanmıştı.
türk savaş jetlerinin israilde yenilenmesi, israilden yüksek teknolojili donanımlar alınması, insansız uçaklar, helikopterler bazı örneklerdir.
savaş eğitimi için geniş topraklara ihtiyacı olan israil jetlerine konya düzlüğünün ve hava sahasının açılması ise yakınlığa ölçüttür.
bir süre önce türkiyeye karşı her tezgâhın arkasında varlığı hissedilen hatta başkentinde pkknın başı abdullah öcalanı konuk eden, pkkya kendi kontrolü altındaki bekaa vadisinde kamp yeri ve para, eğitim, silah veren, donanımı karşılayan, lojistik ve istihbarat servisi sunan suriye düşman konumdaydı.
türkiye nihayet ya öcalanı ve pkkyı topraklarından çıkart ya da düşmanca tavrı devam ettirirseniz bunu savaş sebebi sayacağımızı bilin restini çektiğinde suriye kendini sandviç konumunda bulmuştu.
kuzeyinde türkiye, güneyinde ise türkiye ile kanka olan israil cepheleri arasına sıkıştırılmış olduğunu görmüş, restin önünde eğilmişti.
israilin geleneksel olarak türkiye dış politikasında yan destek olduğu da bir gerçek.
iki ülkenin güvenliği için istihbarat örgütlerinin işbirliği de verimli çalışıyordu.
sadece bir örnek bile yeterli.
abdullah öcalanın afrikada sığındığı yunanistan büyükelçiliğinden alınıp, türkiyeden gönderilen jete elden teslim edilmesi bile mossad ve cia ortak operasyonuydu.
.......................................
20 yıl sonra türkiye, tellavivde yeniden alt düzeyde diplomatla temsil edilecek.
israil büyükelçisi kabul edilmeyecek. (zaten olacakları hissetmiş ki israile gitmiş ve aile nedenleriyle göreve dönmeyeceğini açıklamıştı.)
askeri anlaşmalar askıya alındı. (iptal değil. netanyahu hükümeti değişirse bu karar da değişebilir diye yorumlanabilir.)
........................................
yakın vadede türkiyenin önündeki sıkıntı, dünyadaki ve özellikle amerikadaki musevi lobisinin artık desteğini yanına alamayacak olmasıdır.
yahudi diasporası, israildeki en sağ radikallerden bile daha katıdır ve güçlüdür.
bmden son mavi marmara raporunun her maddesiyle, israile doğrudan ya da dolaylı destek satırları, israilin ve diasporanın başta amerika olmak üzere dünya ülkelerinde hatta bm gibi uluslararası örgütler üzerindeki etkinliğini ortaya koyan güç gösterisidir.
ayrıca...
israilin gizli servislerini kullanarak türkiyedeki kürt sorununu kaşıyacağını zaten böyle duyumlar olduğunu söyleyenlere inanmak istemem.
bu çok tehlikeli oyundur.
şimdilik türkiye-israil ilişkilerindeki buzullanma kalıcı görünmüyor.
yapısal değil, zamanın koşullarına ve özellikle telavivdeki hükümetlerin hatta bir bakıma türkiyedeki iktidarın da rengine endekslidir.
ama...
yapısal zemin türkiye ve israilin hâlâ ortak yararlarının hayli ağır bastığı bir dokudur.
israilin pkk kartına elini uzatması o zemini kalıcı olarak çökertir.