"ilk demokrat parti hükümetinin ilk ele aldığı meselelerden biri de bu ezan meselesi oldu. sebebi meydanda: en mühim iş buydu çünkü. bir hafta daha ezan dinlemeye tahammülümüz kalmamıştı. ezan hemen arapçaya çevrilmese hep birden ölecektik."
vay amk. tüylerim diken diken oldu. tarih tekerrürden ibarettir derler de, bu bizim tarih tekerrür olayını da yarmış durumda. olm 1950'den beri aynı fikirleri, aynı paranoyaları farklı kelimelerle ifade ediyormuşuz lan. ittihat kafası o zaman da aynı, hiç değişmemiş. adam mesela "zaten bir hafta bile ezanı arapça dinlemeye tahammülümüz kalmamıştı, en mühim iş buydu o yüzden atatürk ezanı türkçe yaptı." dememiş de yapılan bir yanlışlık düzeltilince "en mühim iş bu muydu?" diye sorabiliyor. tabi atatürk varken açlık, yoksulluk yoktu. en mühim işimiz şapkaydı, latin alfabesiydi amk. bugün "başörtüsü sorunu" dediğinde de "başka derdimiz yok, refah içindeyiz, bir başörtüsü kaldı zaten." diyen adamların bu adamın torunları olduğunu kanıtlamak için dna testine filan gerek yoktur sanırım. ama yüzsüzlük değil bu, ona ikna oldum. adamların kafa gerçekten tek taraflı çalışıyor.
"cübbeliler sokaklara çıktı, içkimizi yasaklayacaklar, zorla oruç tutturacaklar, bizi sikecekler." triplerini uzun uzadıya anlatmıyorum bile. tek merak ettiğim şey şu köy enstitüleri. gerçekten çok başarılı bir uygulamaymış bence de, ona şüphemiz yok ama o da olmasaymış bu adamlar ne anlatacakmış bize onu çok merak ediyorum. bir köy enstitülerini kaldırdılar diye her türlü olumsuzluğu sağ iktidarlara yükleyecek kadar kendilerini kaybediyorlar. küresel kriz çıkacak onu da köy enstitülerinin kaldırılmasına bağlayacaklar diye ödüm bokuma karışıyor yeminle.