aşk filmlerinin çoğunu sonuna kadar izlemeye katlanamadan yarıda bırakırım. (bkz: the notebook) (bkz: ps: i love you) (bkz: my sassy girl)hayatımın rekoru ise sonuna gelmeyi başarabildiğim: (bkz: jeux d'enfants),bunu bırakmadım. filme saçma diyenler eminim bu filmlerden birini bayılarak izlemişlerdir. açıkcası bu film hiçbirinden daha saçma değil.
demir demirkan'ın ve şebnem ferah'ın şarkıları gayet güzel oturmuş çalınan sahnelerine. ankara görüntüleri de güzeldi. başroldeki adam da çok sempatik, yakışıklı.
yine adam ağlatma amaçlı yapılmış bir film olmasını sevmedim, son sahnede sana geliyorum sevgilim demeler falan komikti bence.
bir de başroldeki bayanı olduğundan çok daha güzel göstermiş olsalar da, bence hala olmamış. düşünüyorum da çok ünlü bir fotoğrafcı olsam, modellerle çalışsam yüzüne bakmam herhalde.(ki değilim hala bakmam).
tabi herkes süper güzel, süper yakışıklı olcak, taş bebek olcak diye bir şey yok ama kafama takıldı.