türkiye'de 'devlet tarihi' adını alması gereken derstir. çünkü sadece devletler, anlaşmalar, nedenler ve sonuçlardan ibaret. halbuki asıl tarih 'halkın tarihidir'.
örneğin:
1832 yılında imzalanan istanbul Antlaşması ile yunanistan'ın bağımsızlığı tanınmıştır.
kurtuluş savaşı ise 1919 yılında başlamıştır.
arada 87 yıl var... ve bize o 8 yılda, türk ve müslüman halkla, etnik azınlık ve başka dine mensup olanlar arasındaki gerilimin nasıl geliştiğini anlatan bir halk tarihi bilgisi vermezler bu derslerde. zerresi bile yoktur.
halbuki devlet, anlaşmalar vs. bunlar sanaldır. gerçek olan toplumların ve insanların ilişkileridir.
bu yüzden, bize her ne anlatılırsa inanıyoruz. çünkü o şeyin olup olamayacağını tahmin edemiyoruz. her şey masal gibi geliyor. çünkü işin özü olan, işin ruhu olan şey yok ortada.
tarihin ruhu nedir? insan... peki bu tarih anlatımlarında insan nerede? insan ilişkileri nerede? devletler, anlaşmalar bunlarda hiç ruh yok. hiç zeka parıltısı taşımıyor bu zırvalar.
özetle: tarih dersi, bizi uyuşmuş, sorgulamaz kılmak için ve bize tarihle ilgili anlatılan has siktir lan denilesi şeyleri bal gibi yutalım diye müfredata konulmuş bir uyuşturucudur.( ben azadım gerçi. benimki de artık: 'siyaset tarihi, türk siyasal yaşamı vs..')