toplumu ve insan psikolojisini en iyi tahlil eden, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi yönetmenidir. kurguları ne tabu bırakmıştır, ne burjuvazi, ne kilise, ne ordu, ne kültür. kışkırtıcı ve insanoğlunu düşünmeye iten, bireyin ve toplumun tabularını yıkmaya çalışan eserlere imza atmıştır. sürrealizmin padişahıdır aşmış aykırı ispyanyol yönetmenimiz. filmlerinde dinî ve resmi otoriteleri eleştirip, çok afedersiniz eline verir. hristiyanlığı kara, keskin bir mizah ve ironi ile eleştirir. tanrıtanımaz, tabuları parçalayan bu anarşist ruhu ölene kadar korumayı başarır. ölürken kahrolsun aşk! yaşasın dostluk! diye mırıldanır.
ona göre insanlar düşünerek özgürleşebilirler. sinema eğer özgür bir beyinin elindeyse olağanüstü tehlikeli bir silahı taşımaktadır. düşler ve duygular, içgüdü dünyasını anlatmadaki en iyi araçlardır. burjuva kökenli, sıkı katolik bir ailede yetişmesine rağmen tezat bir şekilde hayatı boyunca burjuvanın bütün kutsallarına, kurumlarına başkaldırıdan geri durmamıştır.
luis bunuel anarşist ruhunu ve dostlarına olan bağlılığını şöyle diyerek yansıtır. : politik sinema beni ilgilendirmiyor. hiçbir zaman halka verecek bir mesajım olmadı, neyin nasıl yapılması gerektiğini göstermeye asla kalkmadım. zaten seyirci bana vız gelir. yaptığım her şeyi kendim için, dostlarım için, dostlarımın dostları için yaparım. bu nedenle de filmimin kime sesleneceği, kime seslendiğini ne önceden, ne de sonradan bilmem.
bir endülüs köpeği filminde usturayla ikiye ayrılan bir göz, üzeri karınca kaynayan bir insan eli, büyük bir piyanonun üstünde duran ölü bir eşek ve bir trafik kazasına tanık olduktan sonra içgüdüleri tarafından sevişmeye zorlanan bir çift izleyicileri zincileme şoka uğratmıştır.
altınçağ filminde sömürü aracı olarak dini kullanan papazları alaylı bir şekilde eleştirir ve daha sonraki eserlerinde genellikle konuyla ilgilenir. dinin sömürü aracı olarak kullanılmasını karşı bunuel şöyle demiştir : alışılmış değerlere, geleneksel düşlere, duygusallığa, toplumun tüm ahlaksal pisliğine karşıyım. burjuva ahlakı benim için ahlak dışıdır; çünkü adaletsiz kurumlara dayalıdır. din, ahlak, yapay ve ikiyüzlü bir ahlak ayrıca bunuel altınçağ filminde müziği ironi aracı olarak kullanmıştır.
tanrı hakkında dine karşı kesin bir tavrım yok. dinin içinde büyüdüm. şöyle diyebilirim belki; tanrı sayesinde tanrı-tanımazım ben tanrıyı insanlarda aramak gerektiğine inanıyorum, bu da çok yalın bir tanrıdır sanırım. diyerek tanrıya karşı bakışını göstermiştir.
luis bunuel chaplin aracılığıyla amerikaya gidip new york sanat müzesi sinema bölümü'nün başına geçti. daha sonra yakın arkadaşı salvador dali'nin bir kitabında luis bunuel'in "komunist" olduğu iftirasını atması nedeniyle işinden atıldı. buna rağmen asla salvador dali'ye hakaret edip ona saygısızlık yapmadı. hollywood'tan gelen film tekliflerini red edip meksika'ya gitti ve orada öldü.
salvador dali'nin başlığında yedi sayfa "sürrealist, aşmış hede hödö" diye sallanırken luis bunuel'in başlığının bir sayfayı dolduramaması insanı üzer.