gerçek anlamda özgür olmanın tek yoludur. birşeyin sahibi olmak sonunda onun kölesi olmak anlamına gelir. sahip olduklarınız siz de onları kaybetme korkusu ve kaygısı yaratır. bu kaygılar alacağınız kararlarda sizi opportunist olmaya iter. sistem size her zaman en çok şeye sahip olmanız gerektiğini söyleyecektir. çok şeye sahip olmak demek o sistemin savunucusu olmak manasına gelir. sistem içinde elit bir kesim en çok şeye sahipken geri kalanlar kademe kademe daha az şeye sahip olmakla yetinmek zorundadır.
elit kesimin dışında kalanlara söylenenler;
dini öğütler
-şükretmek, elindekilerle yetinmek,
- kadercilik, her şey tanrıdandır
- ahirette mükafatlandırılmak, sabır telkini
- devletin öğütleri
- insanların yeterince çalışırsa sınıf atlayacağı
- şans oyunları, çeşitli tesadüflerle herşeyin değişebileceği
- bütün insanlar kanun önünde eşittir, bütün meslekler kutsaldır
insanların büyük bir bölümü yaşadığı toplumun yapısını olduğu gibi sorgulamadan doğru olarak kabul eder. bu düşünce çoğunluğun her zaman haklı olacağı yanılgısına dayanır. bir diğer yönüyle de insanlar korkak varlıklar oldukları için riskleri olan bir konuda azınlık olmanın zorluklarını yaşamak istemezler.
bu tıpkı ev ödevi kontrolü yapılmak üzere olan bir sınıfta ödevi yapmayan öğrencilerin içlerinden kendisi ile aynı kaderi paylaşan bir sürü kişi olmasını dilemesine benzer.
gerçekte ev ödevinin gereksiz olduğunu düşünen her sınıfta mutlaka bir kişi vardır. fakat o da çoğunluk psikolojisiyle sindirilir. diğerleri ise kültürel olarak sorgusuz sualsiz kabul ettikleri bazı alışkanlıkları kendilerinden sonraki nesle geçirecek olan sürü insanlarıdır.