zayıflık değildir her zaman intihar. öyle karşıdan boş boş atmasını bilenlere söylüyorum. her insan kalkıp yok aşk acısıymış yok meşk acısıymış diye düşünmez bunu. elbiseler vardır hani, markadan markaya değişir, biri uymazsa sizin bedeninize, tarzınıza, diğeri uyar. hayat da böyledir. çoğu insan deneye deneye, bir iyi, bir kötü de olsa kendine uyan yaşamlar alır dünyadan. sonra giyer onu. zayıf dedikleriniz elbisesi kendine bir kereliğine bile tam oturmadığında intihar edenlerdir. bir de hiç bir mağazaya, hiç bir markaya ait olamayan insanlar vardır.. ve dilediği terziyi hiç bulamayanlar. yani hayat bazı insanların yaradılışına uymaz hiç. onlar da intiharı hep cebinde taşır. yoruldukları yerde de kullanmak üzere çıkarırlar ordan.
işte hiç mi hiç anlayamadıklarınız onlar.. neden sorusuna cevap veremedikleriniz. cevapsız sorularınızı hep bir 'zayıflık'la tatmin ettiğiniz. karşıdan mükemmel görünen hayatlarını, aslında hiç mi hiç güzel taşıyamayan, içine sığamayan, dışına çıkamayanlar..
her zaman bir boşluk, bir çıplaklık hakim vücutlarına ve her zaman bir 'neden?' hakim nefeslerine.. işte onlar da bu cevapsız sorularını 'ölümle' tatmin ederler usandıkları yerde..
daha fazla değil, daha karmaşık değil, daha zor hiç değil.. anlaması bu kadar.. sadece bu kadar.