Odanın içinde bir Tyler Durden vardı sanki.
Yıllarca hayatımdaki yerini kimselere kaptırmadığım fakat 2 senedir telefonlarıma çıkmayan, haber alamadığım, üstelik benide merak etmeyen canımdan bir can olan arkadaşımım formunda.
Kişilik başka, sima tanıdık, bende ona Oğuz Atay misali özenerek oscar diyordum kendimce.
Ben ağlıyordum. Bişiler okuyor ve acıyordum kendime.
Oscar'ın bakışları altında ezilirken, acımayın bana acınmak canımı en çok acıtandır diyordum.
Bir yazı yazdım.
Sözlükte halen gerçekten okur - yazar olanlardan birine değebilirim belki diye. Kronik vasıfsız, ironik bir şekilde vasıf kazandı o gün hayatımda.
Ver elini dedi. Dokundun bana. Ellerine, yüreğine sağlık.
Sonra bana bir yazısını attı kiii sorma gitsin.
Bu parça eşliğinde okursanız eğer bu yazıdır kendileri ;
- sadece meraklılar tıklasın, zorlama yok.
Doğaçlama ve bodoslama yazımı tamamlamaya çalışıyorum sadece.