1 - Carvalhal'in ne suçu günahı var. Adam takımla 5 maç yapmadı. Kaldı ki bu ruhsuz oyunda, ibrahim Toraman'ın ancak bir gerizekalının göreceği şekilde kart görmesinde, ismail Köybaşı'nın her top kaybedişinde sırıtışında onun ne suçu olabilir.
2 - Defansa oyuncu aldık diye seviniyordum ama gördüm ki bu takımı olduğu gibi savunma oyuncularından kursan yine de gol yiyeceksin. Beşiktaş dün Alania maçına çıkmadan 2 maç daha yapmış gibiydi. Bir Beşiktaş taraftarı olarak kendimi, tırnaklarımı yedim bitirdim, utandım. Sadece Queresma'nın bir değil iki defa alabileceği bir takıma karşın son dakikalarda gol yemeyeyim diyerek dağlara taşlara vuruyorsun. Bu nedir ya, nasıl iştir? Hiç mi utanma olmaz yahu? Bu takım Rusya gibi 2. sınıf bir lige sahip ülkenin 2. ligine düşmüş bir takımı. Bugün çekilecek kuralarda Atletico Madrid çıkarsa ne yapacaksın, Lazio'ya nasıl oynayacaksın? Saha kötüydü tamam kabul. Ama karşındaki rakip de kötü. Bugün Beşiktaş gruplara kaldı diye seviniyorsak bu tamamen Alania forvetinin beceriksizliğinden kaynaklanmaktadır. Adamlar kaç pozisyonu harcadılar, auta attılar. Rüştü de olmadık anlarda çok ciddi kurtarışlar yaptı. Kısacası Beşiktaş Alania'yı ilk maçtaki uyduruk penaltı sayesinde eleyebildi.
3 - Maç aslında o kadar rahat bitebilirdi ki? Daha maçın başında adamaların bizim çocuklara Allah ne verdiyse diyerek girişeceği belli oldu. Açıkçası ben bu hareketlerde beceriksizlikten öte bir art niyette sezdim. Adamlar düşerken bile ayaklarını dikiyorlar ki kramponun çivileriyle bir zarar verme ihtimali doğsun. Ama Rumen hakem bu sertliğe asla taviz vermeyeceğini belli etti. Nitekim henüz 22. dakikada Alania'da 4 sarı kartlı oyuncu vardı. Akıllı bir takım olsa ne yapar; daha ilk yarı bitmeden bu takımı 10 kişi bırakır. Hakem müsait, dengesiz giren rakibin de aynı şekilde. Ama hayır, hakemin sertliğe ve ikili tartışmalara taviz göstermeyeceğini neredeyse davul zurnayla ilan etmesine rağmen önce Fernandes, Sonra Toraman ve en sonunda da Mustafa Pektemek bu tür pozisyonlarda kart gördüler. ibrahim Toraman bir takım kaptanı nasıl olamaz sorusunun karşılığı oldu. 85. dakikada yine bir ikili tartışmadan dolayı sarı kart yiyen ibrahim Toraman 3 dakika sonra aynı şekilde bir sarı kart daha görüp oyundan attırıyor kendisini. ibrahim Toraman'ın bu sorumsuzluğu Alania'nın bir gol daha atmasına neden oldu. Kesinlikle cezasız kalmamasını istiyorum. Bu nasıl bir sinirdir arkadaş yahu... Bu kadar bilinçsiz misin, bu kadar amatör müsün sen be...
4 - Bu maçın bir kere daha gösterdiği üzere Beşiktaş'a mutlak surette bir oyuncu psikoloğu şart. 3-0 kazandığı maçın rövanşında nasıl oynamalı anlatmalı. Gereksiz yere strese girmelerini ve bu sebepten dolayı saçma sapan kartlar görmemeleri, topu artık bam güm sağa sola vurarak zaman kazanmamaya çalışmalarını anlatmalı. Dün Beşiktaş 3-0 kazandığı bir maçın rahatlığında değil sanki 0-0 biten bir maçın huzursuzluğu ve stresi ile oynadı. Rakip kaleye neredeyse hiç gidemedi. Oysa 3 gol avantajı olan bir takımın çok daha rahat ve tecrübesine yakışır bir oyun ortaya koyması gerekirdi.
Sonuç olarak dün Alania maçındaki oyun umarım orada kalır, eğer bu oyunu ileriki günlerde başka rakipler karşısında sergilersek canımızı çok fena acıtırlar. Rakip kaleye doğru dürüst atak yapamadığın bir maçın sonunda da turu geçtik diye abartılı sevinç gösterilerinde de bulunmasınlar. Köybaşı ile bir oyuncu birbirine sarılıyorlardı. Sanki şampiyonlar ligi finali oynadılar. Volkan Şen ve Sercan'ın talipleri arasına girseler hiç de fena olmaz ayrıca. Geçen sene Bursa'nın kapısını az aşındırmadık. Bu sene adamlar kendileri satışa koydular diye burun kıvırıyoruz. Anlamak mümkün değil. Ayrıca Volkan Şen gibi bir adama her zaman ihtiyacımız vardı bizim.