postalcıların ümididir , isteğidir , arzusudur.
ve hatta kk, daha birkaç ay evvelsinde bu ülkelerdeki karmaşayı , kaosu , yıkımı ve anarşiyi görünce ağzı sulanmış , türk halkını sokaklara çağırmıştı. tabi kendisini kimse iplememişti o ayrı. ama zihniyet açısından postalcıların kafa yapısını ortaya koyar.
seçim nedir demokrasi nedir bilmedikleri için "'seçimle geldi' şeklinde itiraz etmek komiktir" şeklinde saçmalarlar.
birde "mübarek 14 seçimdir 1. çıkıyor" şeklinde mum dikerler , sıvarlar.
arkadaş adamların ülkesinde 50 senedir ohal varmış lan? haberin varmı senin ohal denen şeyden? hani darbe yaptığınızda ortalığın ırzına geçmek için kullandığınız şeydir ohal. hatırladın mı? güzel.
saddam örneğine geçelim. saddam başa seçimle falan gelmemiştir. bildiğin diktatördür. diğer taraftan ırak ta şu an yaşanan iç savaş dönemini gören masum köylü ler artık saddam dönemini bile mumla aramaktadır.
muhtemelen libya dada kaddafi için aynısını söyleyebileceğiz birkaç seneye. fakat kendisi de bir diktatördür. azılısından.
ama postalcıların asla kabul etmek istemedikleri noktaya gelelim.
mısır-suriye-libya... buradaki muhaliflerin olmak istedikleri örnek aldıkları ülke türkiye cumhuriyetidir. örnek aldıkları kişide recep tayyip erdoğandır.
demokrasi seviyesini gittikçe arttırması , ve postalcılardaki ıq seviyesini gittikçe düşürmesi de bunun göstergelerindendir.