içeri girdiğimde arkasını kapıya dönmüş sabit ve alımlı bir duruşla ayakta dikiliyordu. konuşmuyordu. sessizdi ve vakurdu. beni farkettiğinde yavaşça bana baktı ve gözlerini ağır ağır kırpıştırdı. yanına gittim. onu okşadım. ellerim bütün vücudunda gezindi ve en son iri memelerine yapıştım. memeleri şişkindi ve yumuşacıktı. hiç sesini çıkarmıyordu. olanları kabullenmiş bir edayla, derin derin nefes alıyordu. memelerini sıktım ve yeni aldığım kovaya taptaze sütünü sağdım. mutluydum. hep olduğum gibi, hep olacağım gibi mutluydum.