galatasaray'ımızın ilk yarıdaki performansını beğendiğim müsabaka olmuştur. Servet çetin'in sakatlanıp oyundan çıkması ve Çağlar birinci'nin oyuna dahil olması, karşınızdaki takım real madrid'in ikinci planındaki takımı olsa bile size zorluk yaşatır. Sezon başından beri, benim gibi bir kısım taraftar bir taraflarını yırtmaktadır. "Yerli ya da yabancı ama şu takıma bir stoper alın Allah aşkına, bu bölgenin alternatifi yok" diye! Fakat Fatih terim hocamız ille de tutturdu forvet istiyorum diye! Ya hocam, ilerde rekabet, çeşitlilik istiyorsun iyi hoş da ya arka taraf ne olacak Allah aşkına? Bak işte görüyorsun, Servet bir sakatlandı mı orda oynayacak doğru düzgün admaın yok! Ha bir de zaten Servet'in geriden oyun kurma, topu oyuna sokma becerisi de yok! Buna rağmen sadece fizik gücüyle takıma katkı sağlayan bu adamın bir tane alternatifi yok, bunları da gör be hocam artık! Çağlar ile falan olmaz bu iş, hele ki partner stoperi Gökhan Zan klinik vak'ası olacaksa! ikinci yarı Terim skoru umursamadığını göstererek olabildiğince yeni oyuncular denemeye girişti. Kazım kazım, golün asistini yapan emmanuel eboue ve golü atan selçuk inan gibi top tutan pas verebilen oyuncular çıktı yerlerine aydın yılmaz, ceyhun gürselam gibileri girdi. Artık turşusunu kurmaya çalıştığımızı düşündüğüm ayhan akman da yine sahadaydı! Real'de ise mesut özil ve cristiano ronaldo yerlerini almışlardı. Ama oyunun son dakikasına kadar, o kadar fazla hücum girişimi karşılamak zorunda kalmasına rağmen panik yapmayan defans anlayışını (ki uzun süredir bizde olmayan bir şeydi bu) ve önünde oynayan iki beceriksiz stoperin her sıkıştığında attığı geri paslara karşın topu çoğunlukla oyuna sokmayı başaran ve kritik kurtarışlar da yapan fernando muslera'yı beğendim. Ona ödediğimiz her kuruş helal-i hoş olsun gerçekten!
Kısacası zaten galibiyet beklentisi içinde olmamamız gereken bir maçtı ama en azından takımın bir "ruh"a sahip olduğu ve atağa çıkarken ya da defansa kapanırken kişilikli bir futbol oynamaya çalıştığı aşikardır bence! Şimdilik bu bile bir kazanç olarak görülebilmelidir. Nitekim geçen seneki facianın en büyük sebeplerinden biri, kadro yetersizliğiyle beraber aynı zamanda bu realiteydi.
