* hani bir söz vardır, "kuş götünü görmüş yara zannetmiş." diye. işte bizim türk kızlarımız da aynen böyle bir kuşluk içindeler. dünya üzerinde herkes onlara hayran, her ecnebi erkeği tavlayabilme potansiyeline sahip olarak görürler kendilerini. bu dik burunluluk, onları öylesine sarmıştır ki, kendi kusurlarını görmelerine rağmen bir düzeltme bir onarma yoluna gitmekten haya ederler. biz her türlü güzeliz tavırları onları lağım farelerinden daha güzel yapmaz, ancak onlar bu eksik yanlarını, bu boşluklarını doldurabileceklerine dair boş ve beleş bir inanç veya kuruntu içine girerler. çirkinliklerini doğallık olarak lanse ederler. halbuki koltuk altı yalanabilecek bir rus, bir alman, bir ingiliz hatununun yanında yanakları bile öpülmeye gelmez bunların.
türk kızlarındaki bu inanılmaz boşluklar, onları, zenci ağbilere olan meraka itmekte, "acaba bunlar doldurabilir mi bizi, bunlar bizi tamamlayabilir mi?" gibi soruları kendi aralarında ya da içlerinde münazara ve münakaşa etmektedirler. onların andoman'a gönderilmelerini, onge denen ağbilerle tanışmalarını ve büyük boşluklarını boydan boya aldıkları zenci ağbilerle doldurmalarını talep ediyorum. bu düşmüşlükleri ve yozlukları ancak böyle kapanabilir.