kişiye indirgenmiş tartışmaların vazgeçilmez ifadesi.
meali şudur: "benim sevdiğim insanı sen de sevmek zorundasın yok sevemiyosan onun hakkındaki düşüncelerini açıklama benim olduğum yerde."
bi kere kimse kimseyi sevmek zorunda değil. hem de karşılığında ne iyilik görmüş olursa olsun. bunu iyice kavraması gereken arkadaşlar var hala. sanırım yaşları küçük akli melekeleri tam olarak gelişmediği için hala bir takım devlet başlanlarının ya da cemaat liderlerinin icraatlerini sayıp "ama o olmasaydı şimdi şu şu şu da olmazdı, ama o olmasaydı hepimiz siki tutardık sen de olmazdın" diye saçmalayarak servgi saygı devşirmeye çalışıyorlar. ulan ona bakarsak hz. adem olmasaydı şimdi hiçbirimiz olmayacaktık inanışa göre! farzımahal tarihçiliğini bir kenara bırakın bi beş dakka! öte yandan bir baba oğluna yüklü bir miras bırakmış olabilir, ona huzurlu bir hayat yaşaması için her şeyi sağlamış olabilir ve fakat bütün bunlara rağmen çocuk babasını sevmeyebilir, saygı duymayabilir. kemdisini sürüm sürüm süründüren bir kıza ise kendine zarar verecek kadar aşık olabilir, kime ne?
lan ne demek yahu! sevmediğim insana niye saygı duyacakmışım! bak bir de saygı duymak zorundaymışım! kim zorluyor lan beni buna! ya da seni kim zorluyor bunu söyleyen arkadaş, gel beraber mücaadele edelim böyle istemediğin bir zorunluluk hissediyorsan, baskı altındaysan. kimse kimseye saygı sevgi duyma mecburiyeti dikte edemez. sen sev, say, karışan mı var? sevmediğim bir insan hakkında kimse benden saygı bekleyemez. ben de kendi sevdiklerim için beklemem, hakkım yok. kimse hiçbir şeye mecbur edilemez bu konuda..