diğer yüzde 50 ile aynı seviyedeki ihtimaldir. sorun aslında akp ye ya da diğer partilere oy verip huzurlu, mutlu olmak değildir. bizi en iyi temsil edebilecek olanı seçmede ki kararlılıktır. ancak bunun için partizanlık da gerekli değildir. sadece seçmeye yetecek bir fikrimizin olması yeterlidir. akp ye, chp ye veya diğer partilere oy veren yüzdelerin mutluluk ihtimalleri yerine oy kullanan herkesin hatta ülkenin refahı önemlidir.
muhafazakarlaşmak kelimesi ağzımıza dolandıkça peşimizden sürüklenecek hatta bizleri peşinden sürükleyecektir. ancak bizler bazı şeyleri derhal kabullenmek, en üste çıkarmak durumundan kurtulursak ya da kurtulsaydık eğer o zaman kalıplaşmış yapılar içine değil de kendi değerlerimizle yaşayabilirdik.
tutucu olmak * : mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden olduğu gibi korumak istemektir. lakin ülkemizde oluşmuş muhafazakarlık düşüncelere hiç değinmeden, giyinme biçimiyle bir tutulmaktadır. sözlük anlamındaki muhafazakarlıkta şuanda içinde yaşıyor olduğumuz düzene aykırı olduğu çok net göze çarpar. günümüzde 'düşünce ve kurumları değiştirmeden' derken * hiçbir yere varılamayacağını artık anlamak lazımdır. sürekli değişmek ve değişerek gelişmek iyileşmenin en gerekli şeyidir. ancak bunu kimsenin fikirlerine karışmadan, fikirleri henüz oluşmamış birine de bastıra bastıra bir şeyler öğretmeye kalkmadan yapmak gerektir kanımca. zorla öğretmekten vazgeçip fark etmeyi öğretseydik eğer kiminle olursa olsun mutlu olabilirdik. çünkü o halde 'oy verecek kim var ki' kafasıyla değil, millet için kişisel düşüncelerimizle oy verebilirdik.yani seçebilirdik. şu durumda bizler muhafazakar değil, muhafazakarlaştırılmış durumda oluyoruz. mutlu olabilme ihtimalimizi sorarsanız, düşünebildiğimiz kadardır.