türkiye'nin iron maiden'ı" diye vermişlerdi kasetlerini de aylarca dinlemiştim. şarkılarındaki o tuhaf isyan, "yüce tanrım bana güç ver, sabretmeyi öğret bana" haykırışları hayatımın bir dönemine damgasını vurmuştu abilerin.
sonra biraz büyüdük. yine de abileri dinlemeyi seviyorduk, her ne kadar dinlediklerimiz değişiyor olsa da. ülkedeki müzik piyasası da rock'a kayıyordu o ara. biz de bekliyorduk çok da dikkat etmeden aslında.
rock 'n cokelar, barış'a rocklar falan düzenleniyordu. rock grubu diye "şekil" olmayı başarabilmiş gruplar çıkıyordu. rock the nationslara metali öz "türkçe" yapan gruplar değil de, özentilikle ingilizce yapanlar katılıyordu. "fire cıgıcıgıcıgı"dan öteye gitmeyen tarzlarıyla her yeri işgal ediyorlardı.
"beğenmiyorsan laf etme" diyebilirsiniz. ben de aslında laf etmezdim pek. ama sonradan öğrendik ki bu "diken", şarkılarında "tanrı" sözlerini falan kullanıyor diye sağ-sol çatışmasına kurban gitmiş. müziklerini sallamadan, "onlar da bu alemde olsun, dinlensin" denmeden bir kenara atılmış.
amatör bir müzik grubunun üyesi olarak bunun ne demek olduğunu anlayabiliyorum. her yerde olduğu gibi "bize benzeyeni kayırma" güdüsüne kurban gitmek çok acı.