korkuyordur tabii, o 8000 metre yükseklikten şansa bomba yollama devri ikinci dünya savaşı zamanındaydı. şimdi nokta hedef devri. adam senin cephaneliğini tespit ettiği anda "at unut" bombası atıp senin bütün envanterini havaya uçurur, adam ölmese bile senin kurduğun düzene acayip çomak sokar. senin koguşlarını cephaneliğini havaya uçurduğu zaman sen evsiz barksız kalırsın yatacak yerin olmaz, sil baştan herşeyi yeniden yapman gerekir. karşındaki orduya ne atacan? taş mı?... ki bu "iyi" senaryo...burada adam ölümü yok. yok eğer gecenin bi köründe koğuşta 300 kişı uyurken binaya füze isabet ederse, o adamlar ölmekle kalmazlar, bir de çikolata gibi erirler.
not: sözlükteki yazarların, ne o sortie´lere kalkan uçaklardan ne de onların pilotlarından haberdar olmadıklarını hayretle görüyoruz. o pilotların önünde "hedef tespit" ve "hedef tetkik" konulu paneller vardır. sortie komutanı vardır, adamın attığı şey 5 liralık havai fişek değil ki, milyon dolarlık füze. adam vurduğu hedefin gerçekten hedef olduğundan emin değilse, pilotun attığı o füzeyi adamın bi yerine gacırt diye iteleyiverirler. sen "aaa bak ne güzel ışıl ışıl oluyo ortalık" diye pilotların öylesine "füze" attıklarını mı sanıyorsun?..öyle sanıyorsan, yerim seni ben...çok şekersin çooookkk...
