köker üçlemesinin 1987 yılında çekilen ilk minimal filmi. serinin ilk filmi arkadaşımın evi nerede? dışındaki diğer iki film ise, zendegi va digar hich (1991) (ve yaşam sürüyor) ve zire darakhatan zeyton (zeytin ağaçları altında) (1994)
kiyarüsteminin fıtrat diline yakın bir dil kullandığı filmlerinde belirgindir. çocukların kendi dilinden, onların saf ve kirlenmemiş kalplerinden izleyiciye verdiği güzellikle dolu mesajları hem eleştirmenler tarafından hem de izleyici kesimi tarafından olumlu şekilde değerlendirilmektedir. kiyarüstemi, hedeflerinde nokta-i nazarı yakalayabilen doğunun özel isimlerinden. filmlerinde gerçekdışılık yok, salt gerçeklik.
kiyarüsteminin sözünü ettiğimiz fıtrat dili hususunda majid majidi, cafer penahi, bahman ghobadi gibi iran sinemasının başarılı yönetmenleri de filmlerinde basit ve yalın bir sinema tekniği kullanırlar. çocukların kirlenmemiş fıtratları tercihlerinde belirleyici olabilmektedir. kimi zaman bir an, kimi zaman bir araba yolculuğu, kimi zaman bir ev uzun metraja dönüşebilmektedir.
arkadaşımın evi nerede? ise bize bunları sunan ögelerden sadece birisi. arkadaşına kendisinde kalan defterini vermek için onun evini arayan ahmedin naif yolculuğu var ortada. bu sıradan bir olay ama gelişen hadiseler ve filmin hareketliliği sizi olayın içine alabiliyor. zamanın az olması, ertesi gün ödev teslim etme zorunluluğu, evin yerini bilememesi, koşuşturmalar bize çocuk gözünden bir mücadelenin resmi.
ahmedin muhammed rıza nimetzade için ortaya koyduğu saf fedakarlık, çocukların omuzunda toplumsal ve bireysel yükümlülük ve de vicdan-sevgi-sadakat üçgeninde kavramların harmanlaması da iran sineması dolayısıyla da kiyarüsteminin bu filminde de üzerinde durduğu temel kavramlar. ahmedin yokuşlara çıkışı, kendisinin koşarken, diğerinin bir binek hayvanına binmesi; sonrasında ahmedin dede ile aralarındaki diyalog sekanslarıysa tamamiyle doğal ve naif. biz dededen sıkılmamız gerekirken, dededen sıkılmıyor aksine kiyarüstemi o yaşlı adam ile bize sabır ve sevgi veriyor.
diyagramsal düşündüğümüzde köker üçlemesi (deprem üçlemesi)nin ilki olan arkadaşımın evi nerede? ile serinin diğer filmleri arasında çeşitli atıflar sağlanarak merkezi alanda bir gerçeklik yatıyor. kiyarüstemi serinin son iki filmini birincisinden çok ayrı tutuyor zira birincisine nazaran diğerlerinde hayatın daha sert yönü ve tüm zorluklara rağmen yaşama tutunma temaları ağırlıklıdır ve de bu serinin tek ortak noktası üç filmin de köker köyünde geçmesidir.
ödüllü bu filmin adıysa iranlı şair sohrab sepehrinin dostun evi nerede? şiirinden gelmektedir.
dostun evi nerede? diye sordu atlı şafak vakti
gökyüzü durakladı
yolcu, verdi kumların karanlığına dudağındaki ışığı
parmağıyla gösterdi akkavağı ve dedi:
ağaca gelmeden
bir bahçe yolu var, daha yeşil tanrının düşünden
aşk orada sadakat kanatları kadar mavi.
gidersin sokağa yolun sonuna kadar; büluğ baş
gösterir arkadan
sonra saparsın yalnızlık çiçeği tarafına
güle iki adım kala
durursun yer mitolojisinin ebedi fıskıyesinin dibinde
ve şeffaf bir koku sarar seni
fezanın akışkan samimiyetinden bir hışırtı duyarsın
bir çocuk görürsün
çıkmış yüksek çama, yavru alıyor nur yuvasından
ve sorarsın ona:
dostun evi nerede?