ben bu yazıyı sana yazdım

entry31065 galeri video218
    7160.
  1. o bardan çıkıp geliyorsun bana, gece dördü geçmekte ve sen bir mesaj atarsın. anlarım ki konuşmaya bile halin kalmamıştır. ben ölen balığı sudan alıp almama konusunda düşüncelere dalıp gitmişimdir o sıra. diğer balık canlı ama arkadaşı öldü. görüyorsun ya zor bir karar vermek üzereyim hep o saatlerde. bu ciddi konular senin tek mesajınla önemsiz şeylere dönüşürlerdi bir anda. gecikmekte olan kira, mutfağı istila eden karıncalar, üç ay geçmesine rağmen hala gardroba tam olarak yerleşememiş kıyafetler. bir düzensizliktir gidiyor görüyorsun. keşke diyorum 'düzen' dedikleri şey marketlerde satılsa da şöyle en uygunundan bolca stoklayabilsek zor günler için.
    ana caddeye çıkıyorum, ineceğin yerde bir duvar üstünde birini bekler gibi değilde bir yere yetişmem gerekiyormuş gibi oturup,aceleyle tarıyor gözüm asfalt yolu.gelip geçen taksilerin hangisinde olabileceğin ihtimalini küçük oyunlar haline dönüştürerek eğlenip bir yandan da geldiğinde eve dönüş yolunda neler konuşabileceğimizi tasarlıyorum. ve bunu sarhoşluk ve moral seviyene göre derecelendirerek henüz bilimin haberdar olmadığı bir formülle kafama kodluyorum.seni beklemenin eğlenceli bir yanı var görüyorsun. beklemekten nefret ettiğimi sanırdım hep. insan beklemesi gereken şeyleri beklediğinde bundan gizli bir haz duyuyor. bilmiyorum, gecenin dördünde asfalt yolun kenarında, bir duvar üstünde sinir ibresinde oynama olmaksızın birini bekliyorsa insan bu sağlıklı olmasa da yaşamak adına iyi bir kestirme sayılabilir.
    0 ...