ismail abi: gitti işte. niye gitti ki, yani gitmeseydi nolurdu ki? gitmese nolurdu?
ama ben onu çok sevdim.
ne güzel gözleri vardı ama dimi, kocaman gözleri vardı.
ben daha ona seni seviyom demeden, sevdiğimi söylemeden gitti.
anlamış mıdır acaba benim onu sevdiğimi o?
o yüzden mi gitti?
sanki öyle buram acıyor gibi ha, buram sanki çok acıyor gibi oldu şimdi.
bu acı geçiyor mu? dede: evlat, bak. hayat zaten acılarla dolu. tatlı tarafları da var ama hayat genelde acı ama bu acıları yaşamak gerekiyor. yani aslında bu acıları yaşadığın zaman zaten sen güçlü oluyorsun. ismail abi: ama ben güçlü olmak istemiyom ki, ben şekerpareyi istiyom.