pkk ile masaya oturmak

entry15 galeri
    15.
  1. Masaya Oturmak
    Meselelere üç açıdan bakılabilir. Sokaktaki insan; büyük ölçüde iç-dış enformasyonla şekillenebilen, güdülenebilen ki toplumların kahir ekseriyetidir. Entelijansya, azınlıktır; kendine has düşünce egzersizleri içindedir. Birde pek haz etmesemde kullanılır olduğu için zikretmeliyim Resmi Görüş; Devlet ile tanımlamayı tercih ederim.
    Söz konusu ettiğim kesimlerin Masaya Oturmak sorunsalının merkezinde bulunan PKK ile ilgili görüşleri, yaklaşımları, çözüme dair düşünce ve önerileri vardır.
    Ben kendimi bu mesele de dahil, her konuda yığınlarla devlet arasında yani entelijansyaya dahil ama yığınlardan yana konumlarım.
    Bu bağlamda yığınların devlet egemen görüşüne kapılmış ve/ya muhalif olmaları, konumumu etkilemez.
    Fakat hiçbir zaman devlet merkezli görüşlerin kategorik olarak yanlışlığını onaylar bir yaklaşımı da kendime yakıştırmam. Zira hem yığınlara kulak veririm hem devlete, zira ben aynı zamanda politik bir yaklaşım içindeyim.
    Bir problemle ilgili düşünürken, düşünceleri yazıya dökerken ara başlıkarı, meselenin bütünlüğünü dolayımla tutarlılığını muhafazası açısından faydalı görürüm;
    1.PKK
    2.iç-dış konjoktür
    3.Çözüm ve alternatifler
    Konumuz büyük ölçüde 3. başlığa ait olmakla, 1ve 2 nolu başlıklara kısaca değineceğim.
    PKK
    Kendi ifadeleriyle, PKK Kürt Ulusal Hareketinin örgütüdür. Kuruluş ve takip eden günlerde hedef, Leninist (o da bir dönem için) Ulusların Kaderini Tayin ilkesine sadakatle bağımsızlık, ayrılmak, devletleşmektir. Bugün ise tek devlet, bayrak altında Özerklik.
    PKK silahlı bir örgüttür. Bu bağlam, hedefe silahlı mücadele yoluyla varılmak istendiğinin ifadesidir.
    Çelişki hedefte değişlikle silahlı olmaktaki ısrardır.
    iç ve Dış Konjoktür
    Türkiye elbette kürt meselesiyle yeni tanışmadı, keza dünya da öyle.
    Dünyamız iki muazzam savaş yaşamıştır. Bu savaşların en karanlık ve çözüm bağlamı muğlak veçhesi Orta Doğu bölgesidir. ABD-Avrupa; iki kutuplulukda dahil olmak üzere bir şekilde çözülürken Orta Doğu hakikati çözümsüzlük ile birlikte kendini muhafaza ede gelmiştir. Mesele tek başına enerji-Petrol sorunu değildir. Neredeyse dinlerin anavatanı olmak etken midir, düşünülmelidir, ihmal edilmemelidir. izrail sadece jenosidden kurtulan bir ulusun devletleştirilmesi gibi naif bir hakikat değildir.
    Ve Türkiye birçok özelliği yanında Orta Doğu Ülkesidir. Ve Türkiye neredeyse 600 küsur yıl dünyaya egemen bir imparatorluğun genetik mirasına sahip bir ülkedir. Bu bağlam ve bağlamlar Türkiye'yi dünyadan ihmal edilemez kılmaktadır.
    Dünya savaşları Kürt Diyarını paramparça etmiştir. Bu bağlam kürt hadisesinin uluslarası boyutudur. Bir kısım kürt ahalisinin, Lozanla tescil edilmiş (ABD'nin tanımadığı) Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşaması keyfiyeti, Kürt Hadisesinin iç mesele haline geldiğinin ifadesidir.
    Zaten Marksist öngörüyle devletleşmelerden çözülerek yaşandığı, sınırsızlaşmanın giderek yükseldiği bir süreçte kategorik iç, Kategorik Dış ne hakikat ne mesele kalmıştırr. Sayın Başbakan Erdoğan'ın Suriye için bizim iç sorunumuzdur demesi, pelesenk değil çağın hakikatine bir cevaptır, kabuldür aynı zamanda.
    Artık Çözüm Alternatifleri, özel olarak Masaya Oturmak problemini ele alabiliriz. Yani fon tamamlanmıştır, fonu resimleştirecek hakikatlerde sıra.
    Türkiye, son 25-30 yıldır, yansımaları itibariyle ülkede, çatışma bağlamında bir bölgesinde sıkışmış bi iç savaş yaşamaktadır. Bunun bir adım ötesi yurt sathında iç savaştır. Denecek tek sözcük allah korusun.
    Ama bu yaşadığımız fecaatin faciasını azaltmaz. Faciayı akan kan, ölen insanlar yeteri kadar ifade ediyor.
    Bir kısım insan kahrolsun kürt, bir kısım insan kahrolsun türk diyorken; şu an için devletin henüz bir cenaha sorgusuz, sualsiz sen haklısın dememiş olması, yine bu an için tek tesellimizdir, çözümü konuşabilmemizin zeminidir. Bu bağlamda AK Partiye, iktidarına teşekkür birçok bakımdan gereklidir, belki entelejansın özellikle borcudur.
    Meseleye PKK dış güçlerin maşasıdır diye bakmak doğru değildir, ama kimi eylemliliklerin zamanı bağlamında bazı iç ve dış muhaberatın etkisizliğini red etmekte inkar edilecek, dikkatten azade değildir, olmamalıdır. Sözde baharları, Suriye ve iran gerçekliğini böyle gözlemlemek gereklidir.
    Elbette aleni olarak, iki ayrı tarafmış gibi PKK ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir ve aynı masada oturmasını ne beklemek ne dilemek rasyonel değildir. Ama son gerillanın imhasına kadar demek de gerçekci değildir. Kısaca bu tespitler meseleyi tek başına herhangi bir tarafın çözerim iddiasını da kabul etmeyi, etmemizi mantıklı kılmaz. Bence çözümün ilk adımı silahı bıraktırmak değil, silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesini sağlamaktır. Bunun için ne gerekiyorsa onu yapmaktır. Ve inanıyorum ki o kadar da zor değildir.
    Ne gerekiyor sorusunun cevabını devlete ve pkk'ye bırakmak hayırlıdır.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük