63.eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz ki allah fesat çıkaranları çok iyi bilir.
64.de ki: ey kitap ehli! bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: yalnız allaha ibadet edelim. ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım. allahı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâh edinmesin. eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: şahit olun, biz müslümanlarız.
65.ey kitap ehli! ibrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz. oysa tevrat da, incil de ondan sonra indirilmiştir. siz hiç düşünmüyor musunuz?
66.işte siz böyle kimselersiniz! diyelim ki biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? allah bilir, siz bilmezsiniz.
67.ibrahim, ne yahudi idi, ne de hıristiyan. fakat o, hanif (allahı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. allaha ortak koşanlardan da değildi.
68.şüphesiz, insanların ibrahime en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (muhammed) ve müminlerdir. allah da müminlerin dostudur.
69.kitap ehlinden bir grup sizi saptırabilmeyi çok arzu etti. oysa sadece kendilerini saptırıyorlar, fakat farkına varmıyorlar.
71.ey kitap ehli! niçin hakkı batılla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?
72.kitap ehlinden bir grup, müminlere indirilene günün başlangıcında inanın, sonunda da inkâr edin, belki onlar (size bakarak) dönerler dedi.
73.sizin dininize uyandan başkasına inanmayın (dediler). de ki: şüphesiz hidayet, allahın hidayetidir. birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya rabbinizin huzurunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)? de ki: lütuf allahın elindedir. onu dilediğine verir. allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
74.o, rahmetini dilediğine has kılar. allah, büyük lütuf sahibidir.
75."kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana (eksiksiz) iade eder. fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. bu da onların, ümmîlere karşı (yaptıklarımızdan) bize vebal yoktur demelerinden dolayıdır. onlar, bile bile allaha karşı yalan söylerler.
76.hayır! (gerçek, onların dediği değil.) kim sözünü yerine getirir ve allaha karşı gelmekten sakınırsa, şüphesiz allah da sakınanları sever.
77.şüphesiz, allaha verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. onlar için elem dolu bir azap vardır.
78.onlardan (kitap ehlinden) bir grup var ki, kitabdan olmadığı hâlde kitabdan sanasınız diye (okudukları) kitaptanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, bu, allah katındandır derler. hâlbuki o, allah katından değildir. bile bile allaha karşı yalan söylerler.
79.allahın, kendisine kitabı, hükmü (hikmeti) ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın, allahı bırakıp bana kullar olun demesi düşünülemez. fakat (şöyle öğüt verir:) öğretmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz kitap uyarınca rabbânîler (allahın istediği örnek ve dindar kullar) olun.
80.onun size, melekleri ve peygamberleri ilâhlar edinin. diye emretmesi de düşünülemez. siz müslüman olduktan sonra, o size hiç inkârı emreder mi?
81.hani, allah peygamberlerden, andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz diye söz almış ve, bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi? demişti. onlar, kabul ettik demişlerdi. allah da, öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım demişti.