günümüzde kanser vakalarının bu kadar artmasındaki en büyük etmenlerden bir tanesi olarak görülür. oysaki iyi tarım uygulamaları hayata geçirilebilse kanımca risk düzeyi minimize edilebilir. şöyle ki;
ruhsatlandırma aşamasında uygulama yapılacak numuneler ilaçlandıktan sonra etken maddenin yarı ömrüne göre farklı günlerde örnekleme yapılır ve bu örnekler analizlendikten sonra uygun görülmesi halinde piyasaya sürülür. Bu çalışmalardan elde edilen sonuca göre örneğin ilaç 14 günde numuneden tamamen kayboluyorsa, ilaçlama hasattan en az 14 gün önce ve önerilen dozda uygulanması gerekir ki piyasaya sürülen gıdada pestisit kalıntısı bulunmasın. tabi hal böyle iken benim süpersonik çiftçim klasik yaklaşımla kendi kafasına göre takılır ve temiz olan mallar avrupaya ihrac olurken biz de pazardan köylü malıdır, temizdir diye aldığımız domatesimizde hayvani derişimde pestisiti de afiyetle yeriz. bunun en büyük göstergesi son dönemlerdeki çalışmalarda anne sütünde dahi pestisite rastlanmasıdır.
yazıma son vermeden önce buradan şu uyarıyı yapmayı kendime borç bilirim; aman ha sevgili okurlar, al beni diye bağıran şeftaliyi, kirazı bolca yıkamadan yemeyin, göte gelmeyin.