Bu öykülerin ilkinde, gelecekte bir gün yazacağı romanlara Internet ortamında, bir web sitesinde rastlayan bir yazarla tanışıyoruz. ikinci öyküde, posta kutusunda sürekli olarak kalın ciltli kitaplar bulan ve oturduğu apartman dairesinin içini tamamen bu kitaplarla dolduran yalnız bir adam karşımıza çıkıyor. Üçüncü öyküde, gece saatlerinde, dünya üzerinde yaşamış ve yaşayan tüm insanların biyografilerinden oluşan bir arşive dönüşen bir kütüphaneden korkulu kuşkular içinde çıkmaya çalışıyoruz. Dördüncü öyküde, cehennemde sonsuza dek kitap okumaya mahkûm olan bir günahkârla aynı hücrede buluyoruz kendimizi. Bütün dünya kitaplarını içinde barındıran küçük bir kitap beşinci öyküde bizi şaşkına çeviriyor. Son öyküde, kütüphanesinin rafında karşısına çıkan karton ciltli bir kitabı yok etmeye çalışan bir eski kitap koleksiyoncusunun deneyimiyle dünya üzerinde bugüne değin yayımlanmış ne kadar kitap varsa hepsini içimizde buluyoruz.
Olağandışı bir düş gücünün ürünü olan Başka Zaman Kütüphaneleri, içinde Pandora kutusunun saklı olduğu bir romandır.