bugün senden ayrı kalışımın 779. günü. ben küçükken sorduklarında hep "baba" olacağım büyüyünce derdim. o denli çok isterdim "baba" olmayı. bilmezdim ki dünyanın en zor işiymiş. hele bebeğinden ayrı, çok uzaklarda bir babaysa bu. hani her bayram kızının elinden tutup önce anne babasına ziyarete gidip ardından parka giden babalar varya işte ben onlara çok özeniyorum. yine az kaldı bayrama 12 gün sonra üzerimizden 5. ayrı bayramımız geçecek.
"günaydın baba, hadi uyan şeker bayramı bugun" demeyecek kimse. ya da gelen giden için aldığım bir torba şekeri daha ben uyanmadan yiyecek bir bücür olmayacak evimde.
geçende proje çiziyorum yine, fena mı olurdu kızım gelip paçalarımı çekiştirseydin. "hadi baba hadi nolur benimle oyna biraz" deseydin.. ne çok isterdim bir tanem.
eylülde kreşe başlayacakmışsın, haberlerini aldım avukat kürşad abinden. kreşe göndermesin kesinlikle, bebeğimi ezerler orada daha çok küçük dedim ama dinletemedim o aksi annenin lanet olası avukatına! biliyorum, aslında hiçbir söz hakkım yok senin üzerinde. bankamatikten farkım mı var? yatırdım kreşinin ilk taksitini bebeğim.
geçtiğimiz pazar aldığım fıstık yeşili minik elbiseyi beğendin mi bebeğim? karpuz kolluymuş, çok moda bunlar bebeklerde dedi tezgahtar ablan. aldım hemencik bebeğim şimdiden modaya uyumlu olmalıydı. sen de beğenmişsindir umarım kızım. babanın zevkine güven sen.
cumartesi de evde kuzenin alya vardı. alyayla beraber eski fotoğraflara baktık. amca sen ne yakışıklıymışsın böyle damatlıkla ama yengemin gelinliği daha güzelmiş dedi. o cadaloz anneni bir tek alya beğenebilirdi zaten. neden naz yok amca bu fotoğrafarda dedi. alya daha bilmiyor kızım çocuğun evlenildikten sonra yapıldığını. anlattım ona;
"bir kadın ve bir erkek birbirlerini çok severlerse çocuk dünyaya gelir" dedim. alya ablan hemen ama amca siz birbirinizi sevmediğiniz için ayrılmadınız mı ece yenge ile dedi. cin fikir her şeyi de biliyor. peki ya naz nasıl oldu? yoksa yoksa yanlışlıkla aşık mı oldun eceye o yüzden mi doğdu naz dedi.
evet alyacım "yanlışlıkla" dedim. seni sordu amca nazın fotoğrafını bi daha göstersene dedi. çok ısrar ettim ama cadı durmadı. gözlerimden yaşlar süzüldü bebeğim. o fotoğrafta neden o kadar masumsun? gözlerin bana 31 yılın hesabını soruyor sanki..
bebeğim ne olur üzme babayı, ne olur gel ne olur.
seni her şeyden çok seven baban..
bu yazı, kayıp şehrin taçsız prensesine ithafen yazılmıştır.