cemaatcilerin aslında ne olduklarıdır, asıl yüzleridir. arka planda kalan gerçek yüzleri.
geçen hafta izmir iş adamları derneği ile iftar yemeğine katıldık. cemaatin yemeğiydi, çok lüks bir restoranda yedik. ardından kahve içmeye diye bir konağa götürdüler. konak mı desem şato mu desem tam bilemedim. muhteşem bir villa tabi denize sıfır. biz bir arkadaşımla beraber kahvelerimizi yudumlarken diğer cemaatci abiler namaza çıktılar. ben tabi hemen arkadaşa sordum.
burası neresi lan? ne iş?
eskiden beridir cemaatle iç içe olan arkadaşım aynen şunları söyledi;
"oğlum burası özel bir dernek toplantı evi. bu evde sadece mütevelli heyeti toplanır. mütevelli heyetinin özel davetlileri gelebilir."
peki mütevelli heyeti ne demek? ne oluyor?
"mütevelli heyeti dediğimiz şey cemaatin en zenginleri ve eşleridir"
ee ne yapıyor bunlar, görevleri ne?
" mesela geçen hafta burada kadınlar toplanmışlar, mardinden falan zengin aşiret kadınları gelmiş. açık artırma ile takı alıp-satmışlar"
buraya mütevelli heyeti ve özel davetlileri dışında giren olmuyor mu?
"yok onlar farklı bir yerde toplanıyorlar, bu eve giremezler"
anladım, peki beni diğerlerinin toplandığı eve de götürebilir misin?
"tabi"
ertesi gün olur ve ben arkadaşımı ararım. arkadaşım beni diğerlerinin toplandığı derneğe götürür. yine bir ev, bu sefer tek katlı bir apartman dairesi, 7-8 tane çekyatı olan ve yerde maklube tenceresinden dolayı yanmış halıfileks..
"sınıf ayrımı" ne demek bana çok iyi öğrettiler. onlardan Allah razı olsun (!)
ve şunu hatırlatmakta fayda olduğuna inanıyorum;
" ne erkeğin kadına, ne kadının erkeğe, ne arabın diğerlerine, ne zenginin fakire hiçbir üstünlüğü yoktur. üstünlük takvadadır"