bazı zamanlar da bir tabuyu gidikladiniz yahut sorguladiniz vakit karsiniza çikan kişilerdir. vay efendim sen bunu nasıl dile getirirsin diye sarlarlar. kelime hazneleri toplasan 70'i geçmezler. o tabu hakkında en klişe sloganlarla taaruza geçerler. kimisi bunlar kemalisttir (nasıl oluyorsa?) kimisi solcu geçinen şaşkın stalinistler kimisi ise milliyetçi geçinen dallamalardir. her şeyin en iyisini bilirler. ezberlerini şasirtacak bir şeyi zikir ettiğiniz vakit bu yalamalar demogoloji ile tazarruz ederler. çernobil vakkasi patlak verdiği vakit 1980'lerde kahveciler derneği baskani '' çaylarimizda radrasyon var diyenler vatan hainidir'' diye buyurmuslardir. (adını unuttum o nursuzun) dünyada tek bir dogru yoktur ve dogruyu bulmak için farkli bakıs acilarindan yararlanmak iktiza eder. bu bilimin ve mantikli düsüncenin temelidir. ammavelakin ülkemizde bunu yapmak na mümkündür. çünkü hemen hemen her yerde kendileri ulema zanneden yalamalar zapt etmiştir. ve bu yuzden kafası biraz çalışan az buçuk dil bilen kimseler bu ulkeden hiçret etmektedir. haaa arkasindan ya sev terket gibi hiç bir anlama gelmeyen klişe hezeyanlar vuku buluyor ama giden pek onu iplemez. sarf eden kişiler kudurduklari ile kalir. sonra da neden biz ısınma konusunda dogalgaza bagımlıyız? neden ecdatimizla övünüceğimize yeni buluşlar yapmıyoruz , neden bir hezeyanla yasıyoruz diye sormazlar. varsa yoksa showmenlik, avur zuvur. acaba şu soruyu sorarlar mi kendilerine ''acaba biz bu dunyada yaşamayı hakediyor muyuz?'' '' acaba müflis bir miras yedi pozisyonundan ne zaman çıkacaz?'' '' el oğlu fezayi fethederken biz hala kısır, ne mala ne davara faydasi olmayan tartismalara gömülüyoruz''
ben bu tip sorgulamalarin yapildigini hiç bir kesimde yapildiğina inanmiyorum. o zaman gelsin şair esref'ten bir hiciv:
Sarikli gördügün cahilleri zan eyleme nüvvab;
Kurutmak icin diraht-i mülkü güya bir kefen sarmis;
Basindan boynuna indir, onunla bog hemen kelbi,
Sarik sarmis bir ölmüs beyne, tutmus bir kefen sarmis!