Her gün atıyor kendini bir yerden, kedi olsa ölürdü. Bunun için de kimseyi suçlamıyor, kimseye kızmıyor.
Tanrı fısıldıyor kulağına "daha var..."
Tanrının dünyasında günler, sizinkine benzer izler bırakıyor üzerimde.
Acıyor bazen, bazen gülümsetiyor, kandırıyor bazen, bazen meyve çalan çocukları uzak tutmak için duvar üstlerine döşenmiş cam parçaları gibi kesiyor. susuyorum meyveyi yemek için, eski gazete kağıtlarına siliyorum kanımı. Avuçlarımda sıkıp, sokuyorum cebime. Öğreniyorum ihtiyacım olan her şeyi yanımda taşımayı.
Bazen diyorum "tanrı ölse ya!"
Tüm çaresizliğimizi yükleyip onun sırtına, "şükredip kaçmak" hangimizin yapısında var?