küçük bir olay üzerine bahiş oynarmış gibi "türkiye suriye'yi 2 saatte alır, dünyayı bir günde ele geçirir" gibi komik iddialar, ancak "benim babam seninki döver" diye iddia eden çocukların ve çocukça düşünen zihniyetlerin teorisidir; hayal ürünüdür. zira ordaki insanlar, kendi devlet başkanlarından bile o kadar acı ve ızdırap görürken nasıl vicdansızca böyle bir cümle kurulabilir? kaldı ki bu cümlenin gerçekleştirilmesi kim bilir ne vahim dramlara neden olacaktır?
maalesef ülkemiz insanları pohpohlanmaktan, riyakar övgülerden pek hoşlanır. ancak savaş, ölüm, gibi kavramlar ülkelerin kendi aralarında tutuştuğu bahisleri gerçekleştirme arzu ve hırslarından daha ciddi bir durumdur. zira kurtuluş savaşı vermiş bir milletin evlatları olarak biz bu acıyı pek iyi biliriz. ya da biliyorduk da çok çabuk unuttuk. henüz çocuk denecek yaşta şehit verdiğimiz mehmetçiğimizi; bağrı yanık analarımızı; çocuğunu, evladını vatan uğruna feda edip cepeheye mermi taşıyan türk kadınımızı ve binbir fakirlik, imkansızlık ve zorluk içinde düşman işgalinden kurtarılan vatan toprağını çok çabuk unuttuk. şimdi üzerinde özgürce yaşayıp, bol bol yiyip içtiğimiz ve umarsız ve duyarsızca "türkiye nin suriye yi 2 saatte alması" gibi saçma sapan bir ütopyayı tartıştığımız vatan toprağını.
"bin düşün, bir söyle" demiş sevgili atalarımız. ne de güzel görmüşler geleceği: insanların ulu orta söyledikleri sözlerin gerçeğe dönüşüp birçok canın yok edilebileceğini ne de güzel önceden görüp uyarmışlar bizleri; biz savaş meraklılarını, öldürme delilerini. günlük sohbetin sürdürülmesi kisvesi altında şaka yoluyla dahi olsa türkiye'nin binlerce insanın hayatını mahvedebileceği böyle bir savaşa yönelik böylesine akıldışı bir iddiada bulunulması dahi söz konusu olamaz. zira hiç bir şey insan canı kadar kıymetli; ölmeyi, bir başkasının boyunduruğu altında yaşmayı kabul etmeyecek kadar gururlu insan onuru kadar değerli değildir.
