Buhranlardayım yine kendi kendime
Bazı zamanlarda olduğu gibi
Sen bilirsin aslında bu hallerimi
Ama ağır gelir bu hallerim
Katlanamazsın gerçekte ne olduğumu bilsen bile...
Hep güler yüz içinde olmayı isterdim ben de
Keşke kendim hep gülseydim de güldürebilseydim seni
Ne yazık ki bu sıkıntılar tüm o gülmelerimin diyetiydi
Hakkım da yoktu aslında o diyeti sana ödetmeye
Ama işte hiç engel olamazdım ki ben kendime...
Ben her yakınlaştığımda sana uzaklaşırdın sen benden
Zaten sen de bilirdin bana yakın olmanın yakıcılığını
Belki uzaktan ısıtırdım seni ama yaklaşıp dokunduğunda elin yanardı
Sen de hep uzaktan ısındın kaldın ama hiç yaklaşmadın bu yüzden
Ve sen ısınıp gittiğinde o ateşten geriye küller kalırdı benden...
Tüm bu satırları yine sen yokken karaladım ben
Satırları da kirleterek çıkardım kendi kirliliğimin acısını
Ne de olsa satır karalamak yalnızlığımın tek ilacı
ilaç alma ihtiyacım da bu hastalık derecesindeki gevezeliğimden
Bu lanet gevezeliğime tahammül edebilen de bir bu satırlar bir de sen...
Bütün bu gevezeliğim içimi dışarı dökme ihtiyacından
içimde öyle bir karanlık var ki akıp gitmeli dışarı
Yerini senden aldığım ışık kaplamalı
Ama sen gidiyorum deyip de arkanı dönüp çekip giderken
Tüm hayatın karanlığı kapladı ruhumu yeniden...
Tüm bunları sen yokken yazıyorum ben gene işte
Keşke imkan olsaydı da bunları bir de yüzüne söyleyebilseydim
iyi de tüm hayatım ve özellikle sen keşkelerden ibaret değil miydin zaten güzelim?
Bazen diyorum keşke buharlaşıp uçup gitsem karışsam atmosfere
Belki o zaman yağmur olur düşerdim avuçlarının içine
Ne de olsa bu halimle ellerini tutmak bile bana haram
O zaman hiç olmazsa elinle kavuşmuş olurdu tek bir damlam...