yazarların hayatlarının hataları diye bir başlık var, çoğunluk aşk ya da yaşamak yazmış. hepimizin derdi aynı neden hala aşkı bir deneyim olarak göremeyip kendimizi üzüyoruz? ayrıldıktan sonra o kişinin kusurlarını bulup kendimizi teskin etmeye çalışıyoruz ya da kendi hatalarımızı gözümüze sokup ne kadar aptalım diyoruz? o insanı neden yaftalıyoruz ve neden unutuyoruz onu sevdiğimizi? bilerek, isteyerek yaşamıyor muyuz? hayatımızı biz şekillendirmiyor muyuz? o halde neden üzülüyoruz hala? ben artık hata olarak görmüyorum aşkı bu da benim itirafım olsun.