başlığa tam olarak anlam veremedim . çünkü bilindiği gibi hiçbir ülke tüm vatandaşlarına refah içinde yaşama ve zenginlik vaad etmez, edemez; daha ziyade istese bile bunu sağlayamaz. her ülkede mutlaka aç insanlar, hatta ne yazıktır ki açlıktan ölen insanlar vardır. ülkemiz de bu gruba dahildir elbet. ancak şükür etmekten yoksun bizlerin tek yaptığı şikayet etmek malesef. zira karın doyurma, barınma gibi konularda birçok ülkeye göre çok daha şanslıyız ve yüce allah bize bu nimetlerden fazlası ile vermiştir ve bizim de şükretmemiz gerkemektedir. bunun yerine bizler, biz din kardeşi, vicdanlı, merhametli ve sözde fakire el uzatan biz müslümanlar; "benim evimde fazla bir ekmek var, gidip olmayan, aç komşuma vereyim" demeyiz; ama bir başka ülkede sadece 3 ayda 30 bin "çocuk" (bu rakam sadece ölen çocuk sayısıdıre her saniye da hızla artmaktadır, bir de ölen yetişkin ve yaşlılar da var elbet) açlıktan ölünce; "biz onlardan daha açız, onlar ister ölsün ister sürünsün, bize ne, yeter ki bizim karnımız doysun." şeklindeki "her koyun kendi bacağından asılır." vicdansızlığına girmekteyiz.
unutmayınız ki; bu dünya fani. "5o yıl, 60 yıl, yüz yıl" gibi sayılar kullanabiliyoruz yaşam süremizi ifade ederken. halbu ki ahiret öyle midir? sonsuzluk, ebediyet vardır öte dünyada. ve sonsuz refah ile sonsuz azap da vardır elbet. ve evet, işte o dünyada her koyun kendi bacağından asılacaktır. ve soracaklar sizlere: "allah için ne yaptığını" beşeri dünyada. "yaradılanı hoş gördün mü yaradan'dan ötürü?" diye. ve "fakire el uzattın mı, aç olanı doyurdun mu?" diye.
ülkemizde fakir varken afrika'ya el uzatmak vicdanlı ve iman ışığı kuvvetle yanan bir müslümanın, insanın yapacağı en güzel davranıştır. zira unutmamalıyız ki; fakir olmak, kıtlıktan ve açlıktan ölmekten çok daha iyi ve şükredilesi bir durumdur.