"Gerekçe" ve "bahane" kelimelerinin farkı göz önüne alındığında, bu tür söylevlerde dinî geçerli bir mazeret söz konusu olmayacağı aşikârâne anlaşılır. Bu tür girişimler ise "nefse ve şeytana uymayı seçen kişilerin, Allah'a isyan için açtıkları kapılardır". Bu kişilere "Allah hidâyet etsin ve içinde bulundukları gaflet uykusundan uyanmalarını nasip etsin" diye duâ edilir. Zira oruç gibi dinimizin en önemli ibâdetlerinin başlıcaları arasında yer alanını keyfî ve süflî olarak yerine getirmemek büyük günahlardandır. "illa azabı görünce mi isyandan vazgeçecekler" diye merak edilir ve eklenir "son pişmanlığın kimseye yararı olmamıştır".