istanbul üniversitesi devlet konservatuvarı

entry6 galeri
    4.
  1. insanların girmek için çok çaba sarfettiği, her yaz okula giriş sınavlarında kapının önünün ana baba günü olmasına anlam veremediğim okul. arkadaşlarım da sürekli met ediyor. bana ne kadar şanslı olduğumu anlatıyorlar. ben bu şansı şu şekilde özetleyim;

    okulun içerisi ruh ve akıl hastanesi gibi. sınav dönemi, konsantre olup enstruman çalışabilecek boş bir oda bulabilmek için 20 dakika dolanılır. çoğunlukla 5-10 dakika içinde "bu odada ders var çocuuum" diyen çiy bir ses tonuyla odadan çıkarılırsınız. oda bulmak için dolandığınızda şancıların koridorlarda garip garip yersiz bağırışları bir süre sonra ruhsal sağlınızı ciddi olarak etkileyebilir. hiçbir oda bulunamadığı, akşama ders olduğu için okulda çalışmak zorunda olduğunuz o iğrenç zaman diliminde (koridorlarında trompetçilerce dolu olduğunu söyleyeyim) tek çözüm yolunuz tuvalete girip çalışmaktır. benim keman hocam "biz zamanında tuvaletlerde çalışıyorduk" diyerek her türlü çalış, boş oda bulamıyorsan git tuvalette çalış imasında bulunmuştur.

    onun dışında, okulun bir taşınma mevzusu vardırki... her yıl sanki bir organizasyon gibi konser salonunda toplandırılarak bize "çocuklar bu sene artık kesin.. taşınıyoruz." şeklinde söylemde bulunulur. binanın yanında yapılan inşaatta çalışan elemanlar okul güvenliğine gelip okulu boşaltın uyarısı yapar. inşaatta bomba patlayacaktır. iüdk binası o kadar eskidir ki patlayacak olan o bombayla tüm okul yerlebir olabilir. öğrenciler, öğretmenler, temizlikçi, müdür.. okulda kim ne işi varsa bırakıp kapının önüne çıkar. birkaç kişi içeride kalır. herhalde yıkılmaz - yıkılsada kurtulsam şu işkenceden mantığıyla. sonuç olarak bu okul hiçbir zaman taşınmaz.

    evet ben bu okulda okuyorum. 11. ya da 12. yılımı doldurdum. her bölümün iyi, kaliteli hocaları olduğu gibi bunun tam zıttı olan hocaları da vardır. okuldaki genel ortak anlayış, öğrenciler-öğretmenler, uzayda yaşıyormuşçasına halktan kopuk, klasik müzik dışında (okulda tsm öğrencileri olmasına rağmen) her türlü müzik türüne "ıyyykk iğrenç" oy verebilecek durumdadırlar. işin kötü yanı, bu öğrenim süreci sonunda en başarılı süper yetenek olarak mezun olan öğrencilerin solist olduğu, başarılı olarak mezun olan öğrencilerin orkestra sınavlarına girip birine bir şekilde kapağı atıp paçayı kurtardıkları, sadece mezun olan öğrencilerinde iş aramaya başladıkları acı bir gerçektir. okul, mezun olduğunuzda "al sana iş" demediği gibi, öğrenim süresi boyunca size, şu "ıyyyk iğrençç" bunu yap, şunu yapma tarzı dayatmalar ve diretmeler getirir. "okul bitince ne yapacaksın?" sorusuna ağlayan bir kıza şahit oldum.

    ben peki okulumdan memnunmuyum? hayır değilim. ama buna da şükür. insanların sıcakta, soğukta en ağır işlerde günlüğünü çıkartmak için çalıştıklarını gördükçe halime şükrediyorum. çünkü sanat icra etmekten daha zor işler de var.
    0 ...