gün itibariyle pkk'nın kandil elebaşı murat karayılan'ın iran tarafından canlı olarak yakalandığı haberini herhangi bir doğrulamaya gitmeksizin ekranlara getirerek kendini rezil eden ve ne hallere düştüğünü bir kez daha gösteren hükümet kanalıdır. işin ehli olmayan insanları - sırf birilerinin eşi, dostu, fikirdaşı, hizmetkarı olduğu için - bir yerlere getirmenin ne denli vahim sonuçlara yol açabileceğini de bir kez daha gözler önüne sermiştir bu olay.
devlet ciddiyetinin kaybolduğu, kulaktan dolma bilgilerle haber yapıldığı, intikam almak için koca silahlı kuvvetlerin perişan edildiği, ne suç işlediğini bile bilmeden insanların tutuklanıp senelerdir hapiste yattığı, cemaat bağlantılıları devlet dairelerine doldurabilmek için gençlerin tek umudu olan sınavların gayri-ciddi hale getirildiği, şort giyiyor diye insanların dayak yediği, üniversite diye saçma sapan kurumların açılıp içlerinin aklı ve bilimi rehber edinmekten yoksun kul öğretim görevlileri ile doldurulduğu, kendini dünya lideri sanan bir adamın egosunun tatmini için dış politikada saçma sapan işlere kalkışıldığı, sağlık hizmetlerinin iyi bir para kaynağı olarak görülerek yandaşlara teslim edildiği... bir ülkede yaşar hale geldik.
bakalım daha neler göreceğiz. içinde bulunulan durumun farkına varılması zordur, dışarıdan bakılmağı ya da tarafsız olunmadığı sürece. şu an içinde bulunduğumuz durum ise tam anlamıyla bir diktatörlük rejimi. kimse halkın iradesi falan demesin. kaddafi de, saddam da, mübarek de halkın iradesiyle hatta %90'ının iradesiyle seçiliyorlardı. ama bu durum onların birer diktatör, rejimlerinin de dikta rejimi olduğunu değiştirmez. tıpkı recep erdoğan'ın bir diktatör, türkiye'nin de diktatörlükle yönetilen bir ülke olduğu gerçeği gibi...